24 Nisan 2014 Perşembe

Muhteşem yaratılmış bir canlı: Sıçrayan örümcek


Muhteşem yaratılmış bir canlı: Sıçrayan örümcek
Kainattaki canlılar Allah'ın muhteşem sanatını yansıtır.

Sizlere bugün yine çok güzel, okuyan insanların imanını arttıracak bir iman hakikatinden bahsetmek istiyorum. Kainattaki her canlı Allah’ın sonsuz aklını ve sanatını yansıtır. Allah’ın müthiş güzelliği milyonlarca canlıda çok güzel bir şekilde tecelli eder. İnsanlara düşen bu canlıların özelliklerini bilip, tefekkür edip kalplerini Allah’a açmalarıdır. Bu anlattığım iman hakikatlerinde hayvanların hepsi Allah’ın ilhamı ile hareket eder. Allah kendilerine ne emrediyorsa tam anlamıyla uyup kendileri için belirlenen hayatın hiçbir şekilde dışına çıkmazlar. Mesela binlerce arının yaşadığı bir kovanda, ya da binlerce karıncanın yaşadığı bir yuvada tek bir arı, ya da tek bir karınca isyan etmez. Hepsi kendilerine verilen görevi kusursuz yerine getirirler. Bu milyarlarca canlının kendilerini yaratan Allah’ı tesbih etmeleri, O’na karşı ne kadar boyun eğici olduklarını göstermeleridir:
Yedi gök, yer ve bunların içindekiler O’nu tesbih eder; O’nu övgü ile tesbih etmeyen hiçbir şey yoktur, ancak siz onların tesbihlerini kavramıyorsunuz. Şüphesiz O, halim olandır, bağışlayandır. (İsra Suresi, 44)
Kainatta yaratılmış olan son derece güzel bir canlı olan sıçrayan örümcekten bahsedersek, bilindiğiniz gibi,örümcekler, avlanmak için bir ağ örer ve buna takılacak hayvanı beklemeye koyulurlar. Buna karşın, sıçrayan örümcek, diğerlerinin tersine, avına kendisi gitmeyi tercih eder. Avına ulaşmak için çok usta bir sıçrayış yapar. Yarım metre ötesinden geçmekte olan bir sineği, sıçrayarak havada yakalayabilir.
Örümcek, şaşırtıcı sıçrayışını, hidrolik basınç ilkelerine dayanan 8 ayağı ile yapar ve saldırı alanındaki avının üzerine bir anda çökerek güçlü kıskaçlarını avına geçirir. Bu atlayış çoğu zaman bitkiler arasındaki karmaşık ortamlarda gerçekleşir. Hayvan, başarılı bir atlayış için en uygun açıyı hesaplamak, yakalamak istediği avının hız ve yönünü de göz önünde bulundurmak zorundadır.
Daha da ilginç olan, avını yakaladıktan sonra ölmekten nasıl kurtulduğudur. Örümcek ölebilir, çünkü avını yakalamak için atlarken doğal olarak kendini de boşluğa atmaktadır ve bulunduğu yüksek mesafeden (çoğunlukla bir ağacın tepesindedir) yere çakılabilir.
Ama, örümcek böyle bir sonla karşılaşmaz. Çünkü sıçramadan hemen önce salgıladığı ve bulunduğu dala yapıştırdığı iplik, onu yere düşmekten kurtarır, havada asılı tutar. Bu iplik, hem kendini, hem de yakaladığı avını taşıyacak kadar sağlamdır.
Bu örümceğin diğer bir ilginç özelliği kurbanına enjekte ettiği zehirin, yakaladığı hayvanın dokularını sıvı hale getirmesidir. Çünkü örümceğin besini, avının sıvılaşmış dokularından başka birşey değildir.
Kuşkusuz hayvanın sahip olduğu bu özellikler, tesadüflerin ona bir hediyesi(!)değildir. Çünkü hem sıçrama, hem de kendisini düşmekten koruyacak bir ağ yapma yeteneğini aynı anda kazanmış olması gerekmektedir; eğer sıçrayamasaydı, aç kalır ve ölürdü, ağ yapamasa veya ağı yeterince sağlam olmasa bu kez de yere çakılırdı. Hayvanın hem sıçramaya uygun bir vücut yapısı olmalı, hem de kendisini ve avını taşıyabilecek güçte bir halat salgılayabileceği sistemi olmalıdır.









sicrayan orumcek 3
Kaldı ki örümcek sadece iplik üreten ve sıçrayan bir mekanizma değil, komple bir canlıdır ve tüm özellikleriyle aynı anda var olmak zorundadır. Biri sonraya kalamaz. Örneğin sindirim sistemi tamamlanmamış bir örümcek düşünebilir misiniz?…









sicrayan orumcek 1
Sıçrayan Örümcek 360 dereceyi de rahatlıkla görür:
Sıçrayan örümceğin son derece ilginç bir başka özelliği ise, görme yeteneğidir. İnsan da dahil olmak üzere çoğu yaratık, sahip oldukları iki göz ile yalnızca belirli bir alanı görebilir, arkalarını ise hiç göremezler. Oysa sıçrayan örümcek, kafasının üzerindeki dört çift özel gözle, arkasındakiler dahil etrafındaki herşeyi görebilir. Bu gözlerin iki tanesi kafanın ortasından test tüpleri biçiminde ileri uzanmıştır. Bu iki büyük göz, yuvalarının içinde sağa-sola ve yukarı-aşağı hareket edebilir. Kafanın yanındaki diğer dört göz ise görüntüyü tam olarak algılayamaz, ancak etraftaki her hareketi fark edebilir. Bu, örümceğe arkasını görme imkanı verir.









sicrayan orumcek 2
Sıçrayan örümceğin gözlerinin birbirinden bağımsız görebilme yeteneği, hayvanın, cisimleri daha çabuk algılayabilmesini sağlar. Resimlerde siyah olan göz kameraya, açık olan göz başka bir yere bakmaktadır. Acaba neden diğer benzerleri iki gözlüyken, sıçrayan örümcek sekiz gözlüdür ve görüş açısı 360 derecedir?
Elbette hayvan, böyle olmasının kendisi için daha faydalı olacağını “düşünmüş” de, kendine ilave gözler imal etmemiştir. Ya da bu gözler tesadüfen meydana çıkmamıştır. Örümceği tüm bu özelliklerle birlikte Allah yaratmıştır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder