8 Nisan 2014 Salı

Bitkilerin yaralarını nasıl onardıklarını biliyor musunuz?


Bitkilerin yaralarını nasıl onardıklarını biliyor musunuz?










Burada bitkiler ve hayvanların son derece hayranlık uyandıran özelliklerinden sürekli bahsediyorum. Mikrocerrahimikrobiyolojibilen bilim adamları hayvanların ve bitkilerin bu olağanüstü özellikleri karşısında hayrete düşüyorlar. Çünkü bütün bunların tesadüflerle ve zararlı mutasyonlarla gerçekleşmesi imkansız, ortada çok yüksek bir akıl var. Bakın Prof.Cemal Yıldırım evrim teorisine tutunmalarının ve teori çökmesine rağmen onu bırakmamalarının nedenini nasıl açıklıyor:
Prof. Cemal Yıldırım (Yerli evrim savunucularından, felsefe profesörü):
Hiçbir bilim adamı (Darwinist ya da neo-Darwinist olsun) evrim kuramının ispat edildiği düşüncesini ileri süremez.1
Doğrudur, evrim kuramı ispat edilememiştir.2
Darwin'in evrim kuramı bugün geçerliliğini koruyorsa, bunun başlıca nedeni yerine geçecek daha doyurucu, alternatif bir kuramın yokluğundandır. Yetersiz de olsa Darwin'in kuramını, başka bir kuram ortaya çıkıncaya kadar korumak zorundayız.3
Şimdi bir bitkinin nasıl kendisini onardığına bilimsel açıdan bakalım isterseniz. Bitkiler, yeryüzündeki ekolojik dengenin ve canlılığın devamında son derece önemli bir role sahiptirler. Bu yüzden çok üstün özelliklerle yaratılmışlardır. Bazı bitkiler kopan organlarını hiç zorluk çekmeden onarır ve yenileyebilirler. Peki nasıl oluyor da bitkilerin kopan bölümleri daha hızlı ve verimli büyümeyi nasıl başarıyorlar?
Bitkide belli bir doku kaybı gerçekleştikten sonra hücreler yeniden ve çok hızlı olarak çoğalmaya başlarlar ve kopan organın bulunduğu alanı yeniden doldururlar. Tüm bu olaylar mitoz bölünme ile gerçekleşir.
Bitkiler yaralandıktan sonra hücrelerindeki kromozomlar çoğalır ve bu şekilde büyüme ve çoğalma için mutlaka gerekli olan proteinden daha fazla üretebilirler. Normalde bir beden hücresinin her bölünüşünde hücre çekirdeğindeki kromozomlar ikiye katlanır. Ancak bitkinin koparılan kısımlarında ise kromozomlar yine kopyalanır, fakat bölünme yaşanmadığı için hücre iki katı kromozoma sahip olur. Ve bu süreç devam ettiğinde kromozom kopyaları durmadan artar. Bu şekilde bitkinin kopan kısımları onarılır.
Örneğin Tere bitkisinin filizi kopartıldığında ilk başta hücre başına sadece on kromozomu varken birkaç kopyadan sonra bazı hücre tiplerinde kromozom sayısı 320’ye kadar çıkar. Bu şekilde belli hücre tiplerinde kromozom sayısı çoğalmış ve bitki hem daha hızlı hem de daha iyi büyümüş olur. Şimdi şunu soralım, Bir bitkideki hücrelerin yaralanan kısımdaki onarım için sadece kromozom sayısının artmasının gerektiğini bilmesi nasıl oluyor?
Bu, ihtimal hesaplarıyla, tesadüflerin yardımıyla elde edilemez. Bunu başaran ne bitkinin kendisi, ne topraktaki mineraller ne de başka dış etmenlerdir. Çünkü bunların hepsi bitkiyi oluşturan sistemin bir parçasıdır.
Bunu şöyle bir örnekle bunu açıklayabiliriz: Bir fabrikadaki robot makineleri düşünelim. Bu robotlara aynı üretim bilgisini bir mühendis verir. Robotların bu bilgileri tek başına elde etmeleri mümkün değildir. Tıpkı bunun gibi bitkilerdeki sistemin her bir parçasının böyle bir bilgiyi kendi kendine elde etmesi de mümkün değildir.
Trafik kazaları veya iş kazaları gibi ciddi yaralanmalarda bazen insanların organları kopabilmektedir. Bu kopan organlarının tekrar yerine dikilebilmesi için bazı şartların oluşması gerekir. Kopan organın bütünlüğünün bozulmamış olması, çok fazla yaralı olmaması, onarılabilecek damar yapılarının sağlam olması gerekir. Ayrıca kopan organların soğuk ve kuru ortamda muhafaza edilmesi sıcaklığın +4 derece gibi sabit bir sıcaklıkta tutulması ve hemen hastaneye yetiştirilmeleri gerekir. Kopan organların yerine dikilmesi ise tıpta özel bir uzmanlık alanı gerektirir. Kopan organların yerine dikilmesi yani replantasyon ameliyatı yalnızca mikrocerrahi ve replantasyon eğitimi almış cerrahlarca gerçekleştirilebilir. Çünkü mikrocerrahi dikiş yöntemleri normal dikişlerden çok farklıdır. Cerrahlar genellikle ihtisas eğitimleri sırasında özel mikrocerrahi kurslarına katılarak damar, sinir onarımı yaparak mikrocerrahi yöntemlerini öğrenirler. Ameliyat sırasında uygun cerrahi alet, mikroskop (ya da büyüteçli loop gözlük) ve ameliyathane şartları gerekir. Bazı vakalarda birden fazla mikrocerrah gerekir.
Bitkilerin kendilerini onarım sistemleri ise insandakinden çok farklıdır. . Çünkü bazı bitkiler yaprak, dal gibi kopan kısımlarını çok hızlı bir biçimde yenileyebilirler. Oysaki bitkilerin ne bir parçasında ne de bütününde kendilerinden kaynaklanan bir akıl, irade ya da bilinç yoktur. Canlı cansız her şeyin ve her olayın meydana gelmesi Allah’ın her an yaratması ile gerçekleşmektedir.
Kaynaklar:
1.      Cemal Yıldırım, Evrim Kuramı ve Bağnazlık, Bilgi Yayınevi, Ocak 1989, s.56-57
2.      Cemal Yıldırım, Evrim Kuramı ve Bağnazlık, s.134
3.      Cemal Yıldırım, Evrim Kuramı ve Bağnazlık, s.108

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder