9 Nisan 2014 Çarşamba

Günümüzde bilim adamlarının Allah ile ilgili düşünceleri


Günümüzde bilim adamlarının Allah ile ilgili düşünceleri
Ünlü bilim adamları evrime inanmadıklarını, yaratılışın gerçek olduğunu açıklıyorlar.

Bilim adamı Allah’a bir yaratıcıya inanmaz diye bir şey yok. 21. yüzyılda birçok bilim adamı Allah’ın varlığına inanıyor ve Allah’ın tüm kainatta bıraktığı muhteşem izleri bilimsel deneylerle ortaya çıkarıyor. Her seferinde de Allah’ın sanatı, yüksek ilmi ve erişilmez aklı karşında hayrete düşüyor. Bu yüzden “bilim adamının ateist olmalıdır” inanışı bu yüzyılda nerdeyse yıkılmış bir düşüncedir. Ünlü ateistlerin ard arda Allah’ın varlığına inandıklarını açıklamaları da bunun en büyük delilidir.
Hangi alanda olursa olsun, gerçek bir bilim adamı, elindeki tüm verilerin, tüm argümanların, analizlerin kendisini çok önemli bir gerçeğe götürdüğünü fark eder. Uzmanlık alanı ister kimya, ister fizik, ister biyoloji, ister astronomi olsun, hep mükemmel ve üstün bir akıl karşısına çıkar. Kusursuzluk, simetri, iyi bir zamanlama, koordinasyon, mükemmel bir görev dağılımı, kopmayan bir bağlantı daima dikkat çeker.
Vicdan sahibi insanlar hangi meslekten olursa olsun, bu kişinin bilim adamı olması bu gerçeği değiştirmez, vicdanını takip eder ve bu doğrultuda hareket ederse, bu kusursuzluğun ve mükemmelliğin sahibinin, yaratanının Allah olduğunu hemen görür ve bu gerçeği ifade eder. Asla inkar edemez, alenen görülen bu önemli gerçeği; tesadüfler, nereden geldiği ve kaynağının ne olduğu belli olmayan bir enerji ya da uzaydan gelen bazı güçler ile açıklamaya yeltenmez.
Vicdanını ön planda tutarak bu samimi düşüncelerini ifade eden bilim adamlarından birisi de  Prof. Jay Roth’dur.Storrs Connectuit Üniversitesi’nde Hücresel ve Moleküler Biyoloji Profesörlüğü vardır. Purdue Üni. Organik Kimya Doktorası vardır.
Tüm evrene hakim olan mükemmel denge, tek bir proteinin kompleks yapısı, DNA onarımı ve protein sentezi gibi muazzam olaylar karşısında, bunları ancak Allah’ın var edebileceğini şu sözleriyle ifade ediyor:
Yaşadığımız evrenin fiziki doğası hakkında söylenecek çok fazla şey var; hayatın desteklenmesi için her şeye hakim olan o kesin denge… evrenin fiziksel özellikleri beni, oyumu bütün bunları planlayan bir varlık ya da Yaratıcı’dan yana kullanmaya sevk ediyor. Sadece tek bir proteinin, örneğin glikojen fosforilizin fazlasıyla kompleks yapısı bile insanın kafasını karıştırmaya yetiyor. Protein sentezi, DNA replikasyonu ve onarımı ve aynı oranda karmaşık olan daha yüzlerce süreç göz önüne alındığında insan ancak huşu olarak tanımlanabilecek bir hisle baş başa kalır.”
Yine bir başka bilim adamından samimi bir ifade daha.
Prof. Henry Margenau, Yale Üniveristesi, Fizik ve Doğa Felsefesi Profesörüdür. Aynı zamanda birçok bilimsel derginin de editörlüğünü yapmaktadır.
Şuna hiç şüphe yok ki, doğa kanunları tesadüfler ya da kazalar sonucu ortaya çıkmış olamaz. O halde doğanın sayısız yasalarının ortaya çıkışına dair sorulacak cevap ne olmalıdır? Doğa kanunlarının evrensel geçerliliğine uygun olan tek bir cevap biliyorum: Doğa kanunları Allah tarafından yaratılmıştır. Allah her şeyi bilen, her şeye gücü yetendir.”

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder