16 Nisan 2014 Çarşamba

Kuran Mucizelerini öğrenelim – 2


Kuran Mucizelerini öğrenelim – 2
Evren en büyük mucize, evrendeki en büyük mucize ise insandır.

Kuran Mucizelerini anlattığım yazımın ikinci bölümüne bugün devam ediyorum. Kuran mucizelerini bilmek ve anlatmak her Müslüman’ın görevidir. Kuran mucizeleri insanın imanını arttırır, Allah’ın sonsuz ilmini ve aklını çok iyi görmeye ve tefekkür etmeye vesile olur. Şimdi Kuran Mucizelerine devam edelim:
Okyanusların ve denizlerin yüzeyinde, köpüklenme nedeniyle her an sayısız hava kabarcığı oluşmaktadır. Bu kabarcıklar patladıkları anda, milimetrenin 100'de biri çapındaki binlerce parçacığı havaya fırlatırlar. “Aerosol” adı verilen bu parçacıklar, rüzgarlar sayesinde karalardan gelen tozlarla karışarak atmosferin üst katmanlarına taşınır. Rüzgarların bu şekilde yükseklere taşıdığı parçacıklar, burada su buharı ile temas eder. Su buharı da bu parçacıkların etrafına toplanarak yoğunlaşır ve su damlacıklarına dönüşür. Bu su damlacıkları önce bir araya gelerek bulutları oluşturur, bir süre sonra da yağmur olarak yeryüzüne iner. Görüldüğü gibi rüzgarlar, havada serbest halde bulunan su buharını denizlerden taşıdıkları parçacıklarla “aşılamakta” ve böylece yağmur bulutlarının oluşumunu sağlamaktadır. Eğer rüzgarların bu özelliği olmasa, yüksek atmosferdeki su damlacıkları hiçbir zaman oluşamayacak ve yağmur diye bir şey de olmayacaktı. Bakın bundan 1400 küsur yıl önce indirilmiş Kuran bunu nasıl haber veriyor:
“Ve aşılayıcılar olarak rüzgarları gönderdik, böylece gökten su indirdik de sizleri suladık…”  (Hicr Suresi, 22) Burada önemli olan nokta, rüzgarların yağmur oluşumundaki bu kritik görevinin asırlar önce Kuran’da bildirilmiş olmasıdır. Hem de insanların doğa olayları hakkında hemen hemen hiçbir şey bilmedikleri bir devirde…
Kuran Mucizelerini öğrenelim
Ayette rüzgarların aşılayıcı yönüyle ilgili haber verilen diğer bir bilgi de, rüzgarların bitkilerin döllenmesindeki rolüdür. Çam ağaçları, palmiye ve benzeri ağaçlar, ayrıca çiçek veren tüm tohumlu bitkiler ile çimensi otların tamamı rüzgarlarla döllenirler. Rüzgar, çiçek tozlarını bitkilerden alıp, aynı türden diğer bitkilere taşıyarak döllenmeyi gerçekleştirir.
Demir, Kuran’da dikkat çekilen elementlerden biridir. Kuran’ın “Hadid”, yani “Demir” adlı suresinde şöyle buyrulur:“…Ve kendisinde çetin bir sertlik ve insanlar için (çeşitli) yararlar bulunan demiri de indirdik…” (Hadid Suresi, 25) Ayette, demir için özel olarak kullanılan “enzelna” yani “indirme” kelimesi, mecazi olarak insanların hizmetine verilme anlamında düşünülebilir. Fakat kelimenin, yağmur ve güneş ışınları için kullanılan “gökten fiziksel olarak indirme” şeklindeki gerçek anlamı dikkate alındığında, ayetin çok önemli bir bilimsel mucize içerdiği görülmektedir.
Çünkü modern astronomik bulgular, Dünya’daki demir madeninin dış uzaydaki süpernova adı verilen dev yıldızlardan geldiğini ortaya koymuştur. Sadece Dünya’daki değil, tüm Güneş Sistemi’ndeki demir dış uzaydan elde edilmiştir. Çünkü Güneş’in sıcaklığı demir elementinin meydana gelmesine yeterli değildir. Demir ancak Güneş’ten çok daha büyük yıldızlarda, birkaç yüz milyon dereceye varan sıcaklıklarda oluşabilmektedir. Nova veya Süpernova olarak adlandırılan bu yıldızlardaki demir miktarı belli bir oranı geçince, artık yıldız bunu taşıyamaz ve patlar. Bu patlama sonucu, içinde demir bulunan gök taşları uzaya dağılır ve bir gök cisminin çekimine yakalanıp çarpana kadar boşlukta dolaşır.
Tüm bunlardan anlaşılacağı gibi demir madeni Dünya’da oluşmamış, gök taşları vasıtasıyla Süpernovalardan taşınarak, aynen ayette bildirildiği şekilde “Dünya’ya indirilmiştir”. Bu bilginin Kuran’ın indirilmiş olduğu 7. yüzyılda bilimsel olarak tespit edilemeyeceği ise açıktır. Ancak bu gerçek, herşeyi sonsuz bilgisiyle kuşatan Allah’ın sözü olan Kuran’da yer almaktadır.
Bunun yanı sıra içinde demirden bahsedilen Hadid Suresi’nin 25. ayeti oldukça ilginç iki matematiksel şifre içermektedir: “El-Hadid” Kuran’ın 57. suresidir. Kuran indirilmeden önceki devirde Araplar Arapça her harfe sayısal bir değer vermişlerdir. “El-hadid” kelimesinin yazılırken elde edilen sayısal değeri, yani ebcedi hesaplandığında karşımıza çıkan rakam da aynıdır: “57¨. Sadece “hadid” kelimesinin sayısal değeri 26'dır. 26 sayısı ise demirin atom numarasıdır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder