16 Nisan 2014 Çarşamba

Alemlerin kadınlarına üstün kılınan Hz. Meryem -1


Alemlerin kadınlarına üstün kılınan Hz. Meryem -1
Hz. Meryem alemlerin kadınlarına üstün kılınmıştır.

Ahir zamanda, kıyametten önceki son dönemde olduğumuzu yazılarımda bildiriyorum. Yaşadığımız bu yüzyılda hem Hristiyanlar hem de Müslüman’lar ahir zamanda yaratılacak bir mucize olan Hz. İsa’nın tekrar yeryüzüne indirilişini heyecanla bekliyorlar. Bugün sizlere kavminin tüm alaylarına, hor görmesine rağmen derin imanıyla dimdik ayakta duran ve tüm alemlerin kadınlarına üstün kılınan Hz. Meryem’den bahsetmek istiyorum.

Bildiğiniz gibi Kuran’da, müminlerin örnek almaları için peygamberlerin ve salih kimselerin hayatlarına dair bazı kıssalar yer alır. Güzel ahlakı ve takvasıyla örnek alınması gereken salih müminlerden biri de Hz. Meryem’dir. Allah, inananlara, Hz. Meryem’in şahsında “ideal Müslüman kadın karakteri”ni tanıtmaktadır. Hz. Meryem, Allah’ın Kuran’da tüm inananlara örnek gösterdiği iki mümin kadından biridir:

Allah, iman edenlere de Firavun‘un karısını örnek verdi… (Tahrim Suresi, 11)

İmran’ın kızı Meryem’i de. Ki o kendi ırzını korumuştu. Böylece Biz ona ruhumuzdan üfledik. O da Rabbinin kelimelerini ve kitaplarını tasdik etti. O, Rabbine gönülden bağlı olanlardandı. (Tahrim Suresi, 12)

Allah’ın, Hz. İsa‘yı dünyaya getirme göreviyle şereflendirdiği Hz. Meryem, tarihî kaynaklara göre, bundan yaklaşık 2000 yıl önce yaşamıştır. Hz. Meryem, o dönemde Roma İmparatorluğu’nun egemenliği altında bulunan Filistin topraklarında doğmuştur. Yahudi bir toplum içinde ve o soydan biri olarak dünyaya gelmiştir.

O dönemde, Roma İmparatorluğu’nda yaygın olan din “putperestlik”tir. Yahudiler ise, birtakım hurafelerle şekilciliğe sapmış, Allah’ın kendileri için seçip beğendiği dinlerini tahrif etmişlerdir.Allah’ın emirlerine isyan etmiş ve O’nun kendilerine verdiği nimetlere karşı şükredici olmamışlardır. Bazıları ise, Allah’ın kendilerine bir rahmet olarak gönderdiği peygamberleri öldürecek kadar ileri gitmişlerdir.

İşte Hz. Meryem, tüm bu karışıklıkların hüküm sürdüğü ve Yahudilerin tüm ümitlerini, Mesih’in yani Kurtarıcı’nın gelişine bağladıkları böyle bir dönemde dünyaya gelmiştir. Ve Allah’ın seçtiği bir kimse olarak, bu insanların sapkın ve cahilce inanışları arasında güzel ahlakı, hak dini temsil etmiştir. Hz. Meryem, Kuran’da seçkin kılındıkları bildirilen İmran ailesinden gelmektedir:

Gerçek şu ki, Allah, Adem’i, Nuh’u, İbrahim ailesini ve İmran ailesini alemler üzerine seçti; onlar birbirlerinden türeme tek bir zürriyettir… (Al-i İmran Suresi, 33-34)

İman sahibi bir kimse olan İmran’ın hanımı, Hz. Meryem’e hamile kaldığını öğrendiği zaman hemen Allah’a yönelip dua etmiş, doğuracağı çocuğu Allah’a adadığını söylemiştir.

Hani İmran’ın karısı: “Rabbim, karnımda olanı, ‘her türlü bağımlılıktan özgürlüğe kavuşturulmuş olarak’ Sana adadım, benden kabul et. Şüphesiz işiten bilen Sen’sin Sen” demişti. (Al-i İmran Suresi, 35)

Bir kız çocuğu doğurduğunu gördüğünde ise ona ‘âbide’ yani ‘Allah’a sürekli ibadet eden kimse’ anlamına gelen Meryem ismini koymuştur. Hz. Meryem imanıyla, tavırlarıyla ve ahlakıyla tüm insanlık için önemli bir örnek olmuştur. Allah Hz. Meryem’e dünyada önemli bir sorumluluk yüklemiş ve bu şerefli görev için onu, Kuran’ın ifadesiyle ‘güzel bir bitki gibi’ yetiştirmiştir.

Hz. Meryem, her işinde daima Allah’a yönelmiş, desteği, yardımı ancak Allah’tan istemiş ve O’nun sözüne itaat etmenin kendine yeteceğini bilmiştir. İmanındaki ve teslimiyetindeki bu samimiyet sonucunda da, her zaman için Allah’ın rahmetiyle karşılık görmüştür. Allah’a katıksız bir iman ile teslim olduğu için insanların yorumlarından, kınamalarından hiçbir şekilde etkilenmemiştir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder