16 Nisan 2014 Çarşamba

Alemlerin kadınlarına üstün kılınan Hz. Meryem-5


Alemlerin kadınlarına üstün kılınan Hz. Meryem-5
Hani melekler: “Meryem, şüphesiz Allah seni seçti, seni arındırdı ve alemlerin kadınlarına üstün kıldı,” demişti. (Ali İmran Suresi, 42)
Allah Kuran’da Hz. Meryem kıssasında tüm dünyanın kadınlarına Hz. Meryem’in ahlakını, teslimiyetini, Allah’a olan sevgisini örnek vermiştir. Hz. Meryem kıssasını inceleyerek İslam’da kadının yerine bakacak olursak;
Kadının toplumdaki statüsü, aile hayatındaki önemi, çalışıp çalışamayacağı gibi konular, yıllardır dünya gündeminde önemli bir yer tutmaktadır. Oysa bir Müslüman için, kadının toplumdaki yeri çok belirgindir. Çünkü İslam’da kadın ile erkek eşittir.
İslam ahlakına göre asıl önemli olan, kadın ya da erkek olmak değil, Allah’a derin bir iman ve saygı dolu bir korkuyla bağlanmış olmak, Kuran ahlakını en güzel şekilde yaşamaya çalışmaktır.
Allah Katında asıl değer görecek olan, kişinin bu özellikleri olacaktır.İslam ahlakını benimseyen kadınlar için erkeklere yönelik bir eşitlik mücadelesi değil, bunun yerine ‘hayırlarda yarışma’ ahlakı söz konusudur.
Hayırlarda yarışmak, iman edenlerin yaşamlarının her anında Allah’ın rızasını kazanabilmek için ellerinden gelen çabanın en fazlasını göstermeleridir. Allah müminleri dünyada ve ahirette öne geçiren özelliğin bu yönde gösterdikleri çaba olduğunu Kuran’da şöyle bildirmektedir:
İşte onlar, hayırlarda yarışmaktadırlar ve onlar bundan dolayı öne geçmektedirler. (Müminun Suresi, 61)

hzmeryem6
Allah Kuran’da ‘anneye’ karşı gösterilecek olan güzel ahlakın önemine de dikkat çekmiştir.
Anne ve baba, çocuklarının iyi bir eğitim alıp güzel bir ahlak kazanabilmesi, hayırlı bir insan olabilmesi için büyük çaba harcarlar. İnsanın, kendine verilen bu emeği takdir edebilmesi ve bu özverili ahlaka saygı ve hürmetle karşılık vermesi gerekmektedir.
Allah, insanın anne ve babasının kendisine göstermiş olduğu bu özverileri unutmamasını, onlara karşı aynı güzel ahlak ile davranmasını emretmektedir:
Rabbin, O’ndan başkasına kulluk etmemenizi ve anne-babaya iyilikle davranmayı emretti. Şayet onlardan biri veya ikisi senin yanında yaşlılığa ulaşırsa, onlara: “Öf” bile deme ve onları azarlama; onlara güzel söz söyle. Onlara acıyarak alçakgönüllülük kanadını ger ve de ki: “Rabbim, onlar beni küçükken nasıl terbiye ettilerse Sen de onları esirge.” (İsra Suresi, 23-24)
Kuran’a göre ideal Müslüman kadın karakteri:
Bir insanın kişiliğini güzelleştiren, karakterini sağlamlaştıran, ahlakını üstün hale getiren, o kişinin imanı ve Allah korkusudur.Kuran ahlakı, tüm insanlara olduğu gibi, kadınlara da olabilecek en güçlü, en sağlam ve en güzel kişiliği kazandırır.
Müslüman bir kadın Allah’a samimi bir kalple iman etmiş ve derin bir Allah korkusuyla boyun eğmiştir. Allah’tan başka bir ilah olmadığını, O’nun tüm varlıkların tek hakimi ve herşeyin üstünde, sonsuz güç sahibi olduğunu kavramıştır.
Allah, tam bir teslimiyetle Kendisi’ne teslim olan kullarını şöyle müjdelemektedir:
Hayır, kim (güzel davranış ve) iyilikte bulunarak kendisini Allah’a teslim ederse, artık onun Rabbi Katında ecri vardır. Onlar için korku yoktur ve onlar mahzun olmayacaklardır. (Bakara Suresi, 112)
Mümin kadınlar, her işlerinde Kuran’ı rehber edindikleri için daima isabetli tavırlarda bulunur, hikmetli kararlar alır ve bundan dolayı yaptıkları her işte en iyi sonuçları elde ederler. Cahiliye ahlakının kadınlara yaşattığı tüm huzursuzluklardan ve sıkıntılardan uzak bir yaşam sürerler.Olgun olamamak, nefsinin istekleriyle çatıştığında akılcı ve makul tavırlar sergileyememek insanları küçük düşüren tavırlardır.
Oysaki ‘asil ve güzel olan’, nefsin tüm bu kötülük telkinlerine karşı ‘ondan sakınmak ve vicdana uygun bir tavır sergilemek’tir.
Müslüman kadın bu asaleti gösteren, basit tavırlara, küçük çıkarlara tenezzül etmeyen bir karaktere sahiptir. Allah Kuran’da güçlü, hiçbir zaman için sarsılmayan onurlu kişilik yapısına şöyle dikkat çekmektedir:
Ey iman edenler, içinizden kim dininden geri döner (irtidat eder)se, Allah (yerine) Kendisi’nin onları sevdiği, onların da Kendisi’ni sevdiği, müminlere karşı alçak gönüllü, kafirlere karşı ise ‘güçlü ve onurlu,’ Allah yolunda cehd eden (çaba harcayan) ve kınayıcının kınamasından korkmayan bir topluluk getirir. Bu, Allah’ın bir fazlıdır, onu dilediğine verir. Allah (rahmetiyle) geniş olandır, bilendir. (Maide Suresi, 54)
Duygusallık da, din ahlakının yaşanmadığı toplumlarda olumsuz bir tavır olarak algılanmaz.
Bu nedenle duygusallıktan kaynaklanan ‘alınma, yakınma, darılma, ağlama, içine kapanma, durgunluk, kıskançlık, kızgınlık’ gibi tavır bozuklukları, ‘insanın içinden gelen duygular’ olduğu öne sürülerek olabildiğince teşvik edilir. Oysa bu düşünce tümüyle yanlıştır.
Müslüman kadın, tüm hayatını ve kişiliğini Kuran’a göre belirlediğinden nefsin bu özelliği ve ona karşı nasıl bir mücadele verilmesi gerektiği konusunda en doğru bilgilere sahiptir. Müslüman bir kadın Allah’a olan güçlü sevgisi ve derin Allah korkusu nedeniyle duygusallığın neden olduğu tüm tavır bozukluklarından titizlikle sakınır.
Müslüman bir nesil yetiştirmek kadınların sorumluluğudur:
Müslüman kadınlar için en büyük tehlikelerden biri “benim yaptığım hizmet ve işten ne olur ki?” demeleridir. Oysa, bu şeytanın mümin kadınları engellemek için kullandığı bir taktik, sinsi bir vesvesedir. Her kadının, eğitim seviyesi ne olursa olsun, nasıl bir çevrede olursa olsun yapabileceği çok şey var. Herşeyden önce evlatlarımız bize emanet. Onları yetiştirmek bizim sorumluluğumuzda. Onlara çok güçlü bir iman ve Allah sevgisi aşılamalıyız. Hepimizin endişelerinden biri, çocuklarımızın okula gittiğinde veya bir başka çevreye girdiğinde, olumsuz telkinlerden yanlış etkilenmeleridir. Oysa eğer biz onlara imanı tüm delilleriyle anlatır, onları küçüklüklerinden itibaren Kuran ahlakıyla yetiştirirsek, Allah’ın izniyle dış telkinlerden olumsuz etkilenmezler.
hzmeryem2
Örneğin bazen hanımlarımız diyorlar ki, “Kuran Mucizeleri, iman hakikatlerini öğrenmeme gerek yok, ben zaten Allah’a ve Kuran’a iman ediyorum.” Oysa, dini tüm delilleriyle anlatabilmek, karşı tarafı ikna edebilmek için bunları çok iyi bilmeleri gerekir.
Allah bir ayetinde 25/72- Ki onlar, yalan şahidlikte bulunmayanlar, boş ve yararsız sözle karşılaştıkları zaman onurlu olarak geçenlerdir.” diye bildirmektedir. Mümin kadın, asla boş konuşmaz, daima Allah’ı anar, Allah’ı hatırlatır. Kendini ve çevresindekileri geliştirir, yetiştirir. Boş sözü hikmete yöneltir. Bu nedenle hanımlar toplandıklarında, yemek tarifleri, evinin dekorasyonu, tatilde nerede olacağı gibi şeylerden değil de, Kuran’dan, hikmetten, iman hakikatlerinden, tefekküre yöneltecek bilgilerden, nerede nasıl hizmet yapılacağından söz etmeliler.
hzmeryem4
Mümin kadınlar olarak kendimizi çok iyi yetiştirmeli, tüm dünyadaki yanlış Müslüman imajını değiştirmeliyiz. Oturup kalkışımızdan, yemek yeme şeklimize, kültürümüze, temiz ve özenli giyime kadar hem kendimizi hem de çevremizdeki Müslüman kadınları en iyi hale getirmeliyiz. Kültürümüzü artıracak kitaplar okumalı, bilgilenmeliyiz. İman hakikatleri özellikle çok güzel ve faydalı bir bilgi kaynağıdır.
hzmeryem3
Hz. Meryem’i örnek almak:
Allah, Hz. Meryem’i ardından gelen tüm nesiller için üstün bir örnek kılmıştır:
…Allah seni seçti, seni arındırdı ve alemlerin kadınlarına üstün kıldı… (Al-i İmran Suresi, 42)
Cenab-ı Allah, Hz. Meryem’in şahsında, “ideal Müslüman kadın karakteri”ni bize tanıtmaktadır. Kuran’da tarif edilen “ideal Müslüman karakteri”nde erkeğin sorumlu tutulduğu tüm ahlak özelliklerinden aynı şekilde kadın da sorumludur. Kadın ya da erkek olsun her insanın yapması gereken, Allah’a gönülden bir sevgiyle bağlanmaktır. O’nu her şeyin üstünde tutarak Rabbimiz’in razı olacağı bir yaşam sürmektir. Bu samimi imanı yaşayan her insan, Allah’ın dilemesiyle, Allah Katında en güzel karşılığı bulacaktır:
Şüphesiz, Müslüman erkekler ve Müslüman kadınlar, mü’min erkekler ve mü’min kadınlar, gönülden (Allah’a) itaat eden erkekler ve gönülden (Allah’a) itaat eden kadınlar, sadık olan erkekler ve sadık olan kadınlar, sabreden erkekler ve sabreden kadınlar, saygıyla (Allah’tan) korkan erkekler ve saygıyla (Allah’tan) korkan kadınlar, sadaka veren erkekler ve sadaka veren kadınlar, oruç tutan erkekler ve oruç tutan kadınlar, ırzlarını koruyan erkekler ve (ırzlarını) koruyan kadınlar, Allah’ı çokça zikreden erkekler ve (Allah’ı çokça) zikreden kadınlar; (işte) bunlar için Allah bir bağışlanma ve büyük bir ecir hazırlamıştır. (Ahzab Suresi, 35)
     hzmeryem5

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder