14 Nisan 2014 Pazartesi

Büyük Kurtarıcı Hz. Mehdi, Arap Baharı ve Hakimiyet...


Büyük Kurtarıcı Hz. Mehdi, Arap Baharı ve Hakimiyet...
Arap Baharı böl, parçala, yönet planıdır, aynı zamanda Mehdi'nin çıkış alametidir.

Neden şu anda Kuzey Afrika ülkelerini ve Ortadoğu’yu içine alan çok geniş bir bölgede devrim niteliğinde bir hareketlilik yaşanıyor sizce? Neden yıllardır suskun ve uyuşmuş bir şekilde denileni yapan kitleler yüzyıllardır süregelen dikta rejimlerine isyan ediyorlar? Tunus, Cezayir, Libya, Irak, Mısır ve Suriye... Kaos ve kargaşa bir ülkeden diğerine sıçrıyor, Arap Baharı adı altında yayılan fitne bir türlü dur durak bilmiyor. Ülkeler arasında yaşanan bu kanlı katliamların bir görünen yani zahiri, bir de görünmeyen yani batini açıklaması var. Görünen açıklaması batılı güçlerin Ortadoğu petrolünü ve kaynaklarını ele geçirme adına ülkelerde çıkardığı içsavaştır ve ülkeleri parçalara ayırıp bölme planıdır. Batıni açıklaması ise, dünyayı bu içine düştüğü bunalımdan kurtaracak olan tek bir kişi vardır. O da asırlardır beklenen büyük kurtarıcı Hz. Mehdi’dir. Bu yaşanan olayların hepsi de Hz. Mehdi’nin ortaya çıkış alametidir. Şu anda yaşadığımız bu dönemde peygamberimizin söylediği tüm hadisler ard arda gerçekleşmektedir.
Peygamberimiz Hz. Mehdi’den önce tüm yönetimlerin deneneceğini ve insanların hiçbir çıkış yolu bulamadıkları anda Hz. Mehdi’nin çıkıp dünyaya adalet getireceğini şöyle bildirmiştir:
Hişam b. Salim İmam Sadık’ın şöyle buyurduğunu rivayet etmektedir:
“Halkın tüm kesimleri iktidara ulaşmadıkça, Hz. Mehdi (as) zuhur etmeyecektir.” Böylece hiç kimse “Eğer biz egemen olup hükümet kursaydık adaletli davranırdık” diyemeyecektir. 1
Peygamberimiz “sizden ona kim yetişirse, kar üzerinde sürünerek dahi olsa ona gelsin. Ona katılsın. Zira o Mehdi’dir.”2 hadisiyle de insanların kendilerini bu zulüm ortamından kurtarcak olan Hz. Mehdi’yi aramalarını ve ona her koşulda, asla taviz vermeden katılmalarını emretmiştir.
Peygamberimiz Ortadoğu’da bugün yaşanan bu büyük fitnenin ahir zamanda gerçekleşeceğini hadiste çok detaylı bir şekilde tarif etmiştir:
Resulullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: “... Öyle bela ve musibetler olacak ki, hiçbir kimse, sığınabileceği bir makam bulamayacaktır. Bu belalar Şam’ın etrafında dolanacak, Irak’ın üzerine çökecek. Arabistan yarımadasının elini ve ayağını bağlayacaktır... Onlar belayı bir tarafta defetmeye çalışırlarken, diğer taraftan o yine ortaya çıkacaktır.” 3
Peygamberimiz  İslam aleminin önce zalim meliklerin yönetiminde olacağını ve bu kimselerin halklarına çok acılar çektireceğini şöyle anlatmıştır:
Rüku ve secdeye giden herkesi cezalandırır. Zulüm, fesad ve fısk çıkarır. Alim ve zahidleri katleder, pek çok şehri de işgal eder. Kan akıtmayı helal kılarak, Al-i Muhammed’e düşman kesilir...Vay bu ümmete, o öldürülen zalim meliklerden dolayı. Bu zalimler kendilerine itaat edenler hariç, sessiz kalanları dahi korkuturlar... 4
Peygamberimiz daha sonra bu eli kanlı meliklerin devrileceğini ve ardından da Hz. Mehdi (a.s.)’ın zuhur edeceğini müjdelemiştir. Yani, zalim meliklerin devrilmesi Hz. Mehdi (a.s.)’ın zuhurunun yakın olduğunun önemli işaretlerinden biridir:
Benden sonra halifeler olur. Halifelerden sonra emirler, emirlerden sonra zalim melikler gelir. Son olarak da ehl-i beytimden birisi (Hz. Mehdi (as) çıkar. 5
Peygamberimiz Arap yarımadasında yaşanan bu olayları anlatırken bu ülkeler içinde en şiddetli çatışmaların yaşandığı ve halkın büyük zulüm gördüğü Suriye’ye özellikle dikkat çekmiştir:
“Şam’da fitneler bir taraftan sakinleştikçe, diğer bir taraftan alevlenir. Gökten çağrıcı bir melek “Mehdi emirinizdir...” demedikçe de fitneler bitmez.6
Peygamberimizin Arap baharı ile ilgili bildirdiği olaylardan bir diğeri de Suriye’deki, “Haresta köyünün helak edilmesi”dir:
“Şam diyarının merkezinde, Haresta diye isimlendirilen köy helak edilinceye kadar, Hz. Mehdi (as) zuhur etmez.”7
Peygamberimiz’in “... Hiçbir tarafın ondan mahfuz kalmayacağı bir fitne zuhur edecek, bu fitne kaldığı yerden hemen başka bir tarafa yayılacak ve bu durum bir münadinin semadan seslenerek ‘ey insanlar, emiriniz artık Mehdi’dir’ demesine kadar devam edecektir.” 8 hadisindeki müjdesine göre fitnelerle dolu, korku ve şiddetin hakim olduğu bu karanlık dönemin değişmesi ahir zamanda, Hz. Mehdi’nin zuhuruyla mümkün olacaktır. Şu anda Ortadoğu’da yaşanan aslında Arap Baharı değil Mehdiyet Baharı’dır. Kanlı dikta rejimlerinden bunalan, büyük bir öfkeyle, isyanla ayağa kalkan kitleler artık kendilerini bu büyük zulümden kurtaracak Hz. Mehdi’yi beklemektedir. O kutlu şahıs zuhur ettiğinde hep birlikte ona bağlanacak, ancak onun eliyle huzur ve mutluluk bulacaklardır.
Mert Arslanoğlu
Kaynaklar:
1.      (Bihar-ül Envar, cilt 52, s. 244)
2.      (İbn Mace, Fiten, B 34, H 4082; İbn Ebi Şeybe, c. VII, sf.527; Kitab-ül Burhan Fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, sf. 14) 
3.      (Kenzul Ummal, Kitab-ul kıyame kısm-ul efal, c.5, s. 38-39)
4.      (Ali Bin Hüsameddin El Muttaki, Celaleddin Suyuti’nin Tasnifinden Hadisler - Ahir Zaman Mehdisinin Alametleri, Kahraman Neşriyat, sf. 37)
5.      (Kitab-ül Burhan Fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, sf. 84)
6.      (Risalet-ül Huruc-ül Mehdi, s. 63)
7.      (Mer’iy b. Yusuf b. Ebu Bekir b. Ahmet b. Yusuf el-Makdi’si “Feraidu Fevaidi’l Fikr Fi’l İmam El-Mehdi El-Muntazar”)
8.      (El Kavlul Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyyil Muntazar, s. 22) 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder