12 Nisan 2014 Cumartesi

Hayatı boyunca bir kere bile namaz kılmamak ne demek?


Hayatı boyunca bir kere bile namaz kılmamak ne demek?
Allah'ım benim namazım, ölümüm ve ruhum sana aittir.

Geçen gün sabah namazına her zaman olduğu gibi büyük bir şevkle kalktım. Namaz kılmaya hazırlanırken dünyada milyarlarca insanın hayatı boyunca hiç namaz kılmadıklarını düşündüm. Düşünün, bir sene değil, on sene değil, belki de elli altmış sene yaşamış bir insan, ama alnı bir kere bile secdeye değmemiş, bir kere bile namaz kılıp Rabbine şükretmemiş. Kendisi sürekli Allah tarafından korunup kollanırken, sürekli beslenip bakılırken, her türlü nimeti sınırsızca tüketirken Rabbine şükretmek hiç aklına bile gelmemiş. Herşeyi kendisine isteyen, nefsinin sınırsız isteklerine yenilen ama bunu karşılığında hiçbir şey yapmayan insanlarla dolu bir dünyada yaşıyoruz.

Allah, kendisinde sükun bulmanız için geceyi, aydınlık olarak da gündüzü sizin için var etti. Şüphesiz Allah, insanlara karşı (sınırsız) bir fazl sahibidir. Ancak insanların çoğu şükretmiyorlar. (Mü’min Suresi, 61)

Şüphesiz, senin Rabbin, insanlara karşı büyük lütuf (fazl) sahibidir, ancak insanların çoğu şükretmiyorlar. (Neml Suresi, 73)

Şimdi bir anne düşünün, evladını dokuz ay boyunca çok büyük fedakarlıklarla karnında taşıyor. Doğduktan sonra çok büyük bir emekle onu besliyor, herşeyiyle ilgileniyor. Adeta yemeyip yediriyor, giymeyip giydiriyor. Tüm vaktini o çocuğun bakımına ayırıyor, hastalandığında gecelerce uyumayıp başında bekliyor, doktorlara taşıyor. Onun eğitimiyle, okuluyla ilgileniyor. Bütün bunların yanında manevi olarak da mutlu olması için, sağlıklı bir birey olması için, güzel ahlaklı olması için sürekli çabalayıp duruyor. Bu çabası ve gayreti çocuğun her yaş safhasında, bebekliğinde, çocukluğunda, gençlik döneminde ve yetişkin döneminde aralıksız devam ediyor. Bir annenin çocuğuna olan fedakarlığı nerdeyse ölene kadar böyle aralıksız devam ediyor.

İşte bu çocuğun tüm hayatı boyunca kendisine böylesine fedakarlık gösteren annesine bir kere bile teşekkür etmediğini düşünün. Bir kere bile yüzüne dönüp bakmadığını düşünün. Bütün bu doğumundan ölümüne kadar yapılan sınırsız fedakarlığın kendisinin hakkı olduğunu düşündüğünü farz edin. O zaman bu herşeyi kendisine alan ama anasına babasına bir kere bile teşekkür etmeyen çocuk nankör olmaz mı? O zaman bu çocuk hayırsız evlat olmaz mı?

Tabii ki bu örneği konunun ehemmiyetinin anlaşılması için veriyorum. Allah’ın bir insana yağdırdığı nimetler bir insanın verdikleriyle kıyas bile kabul etmez. Batınını düşünürseniz zaten bütün bu nimetleri veren, o insanı bakan, büyüten ve besleyen ailesi değil Allah’tır. Allah insana doğduğundan son nefesini verene kadar hiç durmaksızın bakıyor. O insanın bir kere bile yemeksiz bırakmıyor, onu uyutup dinlenmesini sağlıyor, hastalandığında doktorları, ilaçları vesile ederek onu iyileştiriyor. Onun haberi bile yokken kalbi aralıksız atıyor, tüm hücreleri herhangi bir tehlike olduğunda savunmaya geçiyor. Kısacası Allah kainatta yarattığı tüm insanlara sonsuz şefkat ve merhamet gösteriyor. Bunun karşılığında insanların büyük bir çoğunluğu namazla, duayla, başlarını secdeye eğerek Rablerine şükretmiyorlar.

Allah Kuran’da namazın çok önemli bir ibadet olduğunu özellikle belirtiyor. Cehennemdekiler neden cehennemde oldukları sorulduğunda verdikleri ilk cevap “namaz kılanlardan değildik” oluyor:

Suçlu-günahkarları;

“Sizi şu cehenneme sürükleyip-iten nedir?”

Onlar: “Biz namaz kılanlardan değildik” dediler. (Müddesir Suresi, 41-43)

Allah namaz ibadetinin aynı zamanda insanları kötülüklerden alıkoyacağını da ayette bildiriyor:

Sana Kitap’tan vahyedileni oku ve namazı dosdoğru kıl. Gerçekten namaz, çirkin utanmazlıklar (fahşa)dan ve kötülüklerden alıkoyar. Allah’ı zikretmek ise muhakkak en büyük (ibadet)tür. Allah, yaptıklarınızı bilir. (Ankebut Suresi, 45)

Her gün çok önemli, hatta hayati konuları Müslüman kardeşlerime hatırlatmak istiyorum. Namaz ibadeti de bu konuların en başında geliyor. Allah Kuran’da namazın farz olduğunu ve vaktinde yapılmasını emrediyor, bu yüzden namaz vakitlerini ertelemeyin. Büyük bir şevkle ve samimiyetle namazlarınızı kılın. Hepimiz her gün bir adım daha ölüme yaklaşıyoruz, her gün bir adım daha hesap gününe yaklaşıyoruz. Dünyada yaşayan, gördüğünüz milyarlarca insan Allah’ın huzurunda yapayalnız durup hesap verecek. Bizde bu insanların arasında tek başımıza, yapayalnız duracağız. İşte böyle bir günde “biz namaz kılanlardan değildik” dememek ve Allah’ın huzurunda size verdiği bunca nimete nankörlük edenlerden olmamak için namazlarınızı kılın, sabırla ve samimiyetle Allah’tan yardım dileyin. Asla ve asla nankörlerden ve nefsine yenik düşenlerden olmayın.

Ey iman edenler, sabırla ve namazla yardım dileyin. Gerçekten Allah, sabredenlerle beraberdir. (Bakara Suresi, 153)

İman edip güzel amellerde bulunanlar, namazı dosdoğru kılanlar ve zekatı verenler; şüphesiz onların ecirleri Rablerinin Katındadır. Onlara korku yoktur ve onlar mahzun olmayacaklardır. (Bakara Suresi, 277)

Namazı bitirdiğinizde, Allah’ı ayaktayken, otururken ve yan yatarken zikredin. Artık ‘güvenliğe kavuşursanız’ namazı dosdoğru kılın. Çünkü namaz, mü’minler üzerinde vakitleri belirlenmiş bir farzdır. (Nisa Suresi, 103)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder