Öcalan silahlar sussun derse PKK gerçekten silahı bırakır mı?

Öcalan'la görüşmenin ardından çok pozitif bir hava varmış gibi göstermeyi bıraksınlar.

---

Şimdi cevaplanması gereken iki soru var. Öcalan silahlar sussun derse PKK gerçekten silahı bırakır mı? İmralı görüşmeleri yeni bir açılım sürecinin bir başlangıcı mı? Basın yayın organlarında çok yoğun bir propoganda yapılıyor. Sanki Öcalan ikna edilirse PKK anında  silahı bırakacak gibi gösteriliyor. Eğer devlet Öcalan’a genel af sağlarsa, eğer devlet taviz verirse PKK da silahı hemen bırakır, ortalık gülük gülistan olur gibi gösteriliyor.

Oysa PKK şu anda Öcalan hapiste diye dağda değil. PKKGüneydoğu’yu bölüp, paramparça edip orada büyük bir Komünist Kürt devleti kurmak istiyor, onun için dağda savaşıyor. Avrupa’daki komünist devletlerde yıllardır bu yüzden PKK’ya destek veriyorlar. Amaç Türkiye’yi bölmek. Bunlar Türkiye’yi bölmedikleri sürece, Güenydoğu’da Komünist Kürt Devleti kurulmadıkça asla silahlarını bırakmazlar. Teröristler yıllardır komünist eğitim alıyorlar, Marksist, Leninist ideolojiyle dağda yetişiyorlar. Bu kirli emellerini ne olursa olsun gerçekleştirmek istiyorlar.

Bazı köşe yazarları da bu görüşmler “AKP için son şanstır, provoke etmesinler” diye ortaya çıkıyorlar. Bu sözler hükümeti ve Türk devletini aciz göstermektir. PKK ile ve Öcalan ile uzlaşma, masaya oturma, toprak verme, Öcalan’a ev hapsini kabul etme asla mümkün değildir. Türkiye’nin de resmi dili Türkçedir. Nasıl Almanya’da Almanca, Fransa’da Fransızca konuşuluyorsa Türkiye’de de resmi dil Türkçe’dir. Burası Türkiye’dir ve Türk milletinin topraklarıdır ve daima böyle kalacaktır.

Komünist teröristlerden oluşan PKK şu anda her kış yaptığı gibi pusuya çekilmiş bekliyor, bahara doğru tekrar kan kusmaya başlayacak. Fikren yenilmedikçe, fikren mağlup edilmedikçe, beyinlerindeki komünist zihniyet yok edilip yerine iman, Kuran ahlakı, Allah sevgisi konmadıkça asla silahını bırakmayacaktır. Bizim millet olarak hükümetten beklediğimiz cesurca ve yiğitçe açıklamalara devam etmeleleri, üstüne basa basa Güneydoğu’yu bölemeyeceklerini defalarca söylemeleri ve Güneydoğu’da anti- Marksist, anti-Leninist eğitim verilmesidir. Şehit aileleri de evlatlarının kanlarının yerde kalmayacağını bilmelidir. 70 milyon Türk vatandaşı şehit olmadıkça bu vatan asla bölünmeyecektir.