8 Nisan 2014 Salı

PKK’nın silahını bırakması Öcalan’ın serbest kalmasından geçiyorsa…


PKK’nın silahını bırakması Öcalan’ın serbest kalmasından geçiyorsa…
Geçtiğimiz günlerde yapılan bir toplantıda konuşan avukat Mazlum Dinç “Öcalan'ın hapisten kurtulması gerekir ki, bundan sonra gerçekten bir müzakere masasına oturulabilsin.  Kürt sorunu, Öcalan, KNK ve PKK'nin dahli olmadan çözülemez. PKK'nin Türkiye'nin askeri gücünü yok etmesi mümkün değildir. Türkiye'nin de Kürt halkının özgürlük, haysiyet ve eşitlik ruhunu yok etmesi mümkün değildir. Barıştan bahsedilecekse Öcalan'ın özgürlüğü gündeme alınmalıdır" diye konuştu.
İnsan hakları savunucusu Reimer Heider ise son olarak Abdullah Öcalan için dünya çapında başlatılan kampanyaya dikkat çekti, "Herkes biliyor ki, Öcalan özgür kalacak. Erdoğan da biliyor.” şeklinde konuştu.
Şimdi yapılan bu konuşmalarda doğrular da var yanlışlarda. Gerçekten de PKK’nın Türkiye’nin askeri gücünü yok etmesi mümkün değildir, Türk askeri kanının son damlasına kadar vatanı böldürmemek için gayret edecektir. Türk halkının Kürt halkının özgürlüğünü, haysiyetini ve eşitlik haklarını elinden aldığı filan yoktur, bunlar hayali düşüncelerdir. Kürtler ve Türkler yüzyıllardır Güneydoğu’da kardeşçe yaşıyorlar.
Öcalan’ın serbest bırakılma konusuna gelince, bu hükümet başta olduğu sürece Öcalan’ın değil serbest kalması, Öcalan’a ev hapsi bile düşünülemez. Bu asla mümkün değildir. Memlekette onca şehit ailesi varken, tam 30 yıldır yüz binlerce şehit vatanımızı böldürmemek uğruna can vermişken böyle bir uygulamanın sözü bile edilemez. Hükümet böyle bir karar alsa hemen düşer, milletimiz bunu asla kabul etmez. Dolayısıyla barış süreci Öcalan’ın serbest bırakılması hükmüne dayandırılamaz.
PKK’nın Öcalan’a bağlılığını hepimiz çok iyi biliyoruz, çünkü PKK Stalinist-Marksist bir yapılanma. Dolayısıyla örgüt, akli dengesinde bir bozulma ya da kendi menfaatlerine karşı ciddi bir eylem görmedikten sonra liderlerini tasfiye etmez. Komünist Stalinist sistemde lidere sadakat şiddetlidir. PKK’nın, liderlerinden vazgeçeceklerini düşünmesinler bile, öyle bir şey olmaz. Komünist Stalinist sistemde, lider ancak öldürülürse veya ciddi bir fikir ayrılığı meydana gelirse tasfiye edilir. Onun dışında Marksist sistemde o tip bir yapı şu ana kadar görülmemiştir. Marksist düşüncede ihanet olmaz. Tabi ki dinsiz bir yapının da kendine has bir ahlaki yapılanması vardır. Komünistlerde de vefa hissi güçlüdür; yani adamlarına, arkadaşlarına sahip çıkarlar. Mesela 20 yıl önce, 30 yıl önce bile öldürülmüş olsa bir kişi, her yıl onun kutlamasını yapıyorlar, bu bir vefadır. Asla sadakatten de ayrılmazlar. Dolayısıyla Abdullah Öcalan’ı terk etmeleri diye bir konu olmaz. Bazı kişiler bunu temenni ediyorlar ama öyle bir şey olmaz. Örgüt de Marksist-Leninist çizgiden asla vazgeçmez. Ama Türk hükümeti de PKK’yı durdurmak için Öcalan’a taviz vermez.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder