8 Nisan 2014 Salı

Prof.Ahmet Akgündüz’ün gösterdiği Bediüzzaman’ın şeceresi ile ilgili belgeler sahte mi? Seyredin

Prof.Ahmet Akgündüz’ün gösterdiği Bediüzzaman’ın şeceresi ile ilgili belgeler sahte mi? Seyredin
Prof. Ahmet Akgündüz'ün açıkladığı belgeler doğru değildir, Bediüzzaman Seyyid olmadığını kendisi söylemiştir.












Bediüzzaman ısrarla Seyyid olmadığını söylerken, İstanbul’da bir basın toplantısı düzenleyen Prof. Dr.Ahmet AkgündüzBediüzzaman’ın seyyid olduğunu öne sürerek bazı belgeler sundu. Fakat Bediüzzaman’ın şeceresi olarak gösterdiği belgelerde çok fazla hata ve çelişki var. Öncelikle şu videodan Prof. Dr. Ahmet Akgündüz’ün gösterdiği şeceredeki hatalara bakalım:
Gördüğünüz gibi Prof. Ahmet Akgündüz’ün Bediüzzaman’ın şeceresi olarak gösterdiği belgeler doğru değildir. Belgenin 1935 yılına ait olmadığı ve 1990’da hazırlandığı, sanki eskiymiş gibi göstermek için çeşitli teknikler kullanılarak eskitildiği, tarihi, orjinal bir belge olmadığı anlaşılmıştır. Herhangi bir internet sitesine girildiğinde kağıt eskitmenin yarım bardak çay veya kahve gibi içecekler kullanılarak kolaylıkla yapıldığı görülebilir.
Belgelerin 1935 yılına ait olmadığını 1990 yılına ait olduğunu belgeyi hazırlayıp Akgündüz hocaya getiren Mahmut isimli şahıs da itiraf etmiştir. Molla Feyzi Güzelsoy ağabey bu gerçeği şöyle anlatmaktadır: “Ahmet Akgündüz hocamıza şecereyi getiren Mahmut adındaki zat önce Diyarbakır’da benim yanıma geldi ve bütün evrakları bana verdi. Bende okumaya başladım. Baktım ki, çok eski bir evrak havası verilmiş. Buna binaen ben sordum: “Sanki yüz senelik bir evraktır.”dedim. O da dedi: “Evet yüz seneden fazladır.” Bende buna binaen dedim ki: “Bediüzzaman Said Nursi’den bahsederken Risale-i Nur Müellifi ünvanıyla zikrediliyor. Halbuki o tarihte Risale-i Nur telif edilmemiştir. Bu itirazdan sonra Mahmut kardeş bana dedi ki: “ ŞECEREYİ BANA VERENLER HER NE KADAR O TARİHİ GÖSTERMİŞ İSELER DE, BENCE 1990’DA YAPILMIŞTIR.”Bediüzzaman’ın şeceresi olduğu iddia edilen şecere eski tarihli Arapça ile değil günümüz Arapçası ile yazılmıştır.
Ayrıca bu şeceredeki mühürlerin hepsi aynı döneme aittir ve mühürlerde kullanılan yazı karakteri de bilgisayar yazı karakteridir.Yani belgenin yapıldığı iddia edildiği dönemde kullanılan yazı karakteri değildir.
Sonuç olarak bütün bu hazırlanan sahte belgeler ısrarla Bediüzzaman’ın Seyyid olduğunu (olmadığı halde) kabul ettirme çabasındandır. Eğer Üstadımız Seyyid olsa bunu asla gizlemez, açık ve net beyan ederdi. Üstadımızın da söylediği gibi seyyid olmayanın seyyidim demesi gibi, “SEYYİD OLANIN SEYYİDLİĞİNİ GİZLEMESİ HARAMDIR.”
Bediüzzaman’ın Kürt olması, Selahattin Eyyubi’nin soyundan olması bir güzelliktir. Tevillerle samimiyetsizce yorumlarla aksini iddia etmek Bediüzzaman Hazretleri’ne olan sevgiye ve saygıya yakışan bir turum değildir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder