16 Nisan 2014 Çarşamba

Türkiye’de Şii’leri ve Sunni’leri birbirine düşürme planı var…


Türkiye’de Şii’leri ve Sunni’leri birbirine düşürme planı var…
Türkiye'yi bölme planlarına karşı çok uyanık olmak lazım.

Türkiye’nin altını sinsice oyup topraklarını parçalamaya ve bölmeye çalışanlar öncelikle Ermeni kartını kullandılar. Daha sonra baktılar ki olmuyor, sıraya Kürt kartını getirdiler. Baktılar yine olmuyor, bu sefer PKK’yı ülkenin başına musallat ettiler. Türkiye tam 30 yıl boyunca Deccal ile mücadele etti. Türk toprakları binlerce şehit kanı ile sulandı. Fakat “Yumuşak Güç” başarılı olamayınca yerine kullanılan “Askeri Güç” batılı odaklara oldukça pahalıya geldi. PKK militanlarını durmadan silah ve mühümmat ile destekleyen dış güçler artık zafer çığlıkları atmak istiyorlar fakat her seferinde Türk milletinin aşılmaz direnciyle karşılaştılar.
Türk topraklarında büyük bir Ermenistan, ardından da Kürdistan kurma hayali… İşte bu hedef doğrultusunda Türkiye’yi Ortadoğu’da güçsüzleştirme politikası güdülüyor. Şimdi baktılar ki öne sürdükleri hamleler işe yaramıyor, sırada Şii – Sunni düşmanlığı oluşturma ve yapabildikleri kadar birbirine düşürme planı var.
Oysa Sunni ve Şiilerin temel inançları bütünüyle ortak. Bütün Sünniler, Şiilerin aşkla bağlı olduklarını söyledikleri Hz. Ali’yi çok severler. Güzel ahlakını heyecanla anlatıp, hadislerinden bahsederler. Şii, Alevi ve Nusayri’ler Hz Ali’ye aşkla bağladırlar. Hz Ali de Allah’a ve Hz. Muhammed’e aşkla bağlıdır. Dolayısıyla Şiiler ve Sünniler, inandıkları aynı dinin farklı ve değişik yorumlarıyla aynı değerlere aşkla sahip çıkıyorlar, detaylarda ise birbirlerinden ayrılıyorlar. Bu ayrılıklar, hoşgörü ve saygı çerçevesinde kabullenilmeli. Müslümanlar asıl akıl kullanılarak birlik olmanın önemi üzerinde durmalılar.
Türkiye’de Aleviler, Caferiler, Bektaşiler ve Sünniler bir arada yüz yıllardır sevgiyle, muhabbetle ve hürmetle bir arada yaşıyorlar. Osmanlı’dan beri aynı çatı altında yaşayan bu güzel insanlar Müslümanların kardeş olduklarını, aralarında derin sevgi bağı olduğunu tüm dünyaya göstermeliler.
Irak’lı Şii din adamı Ayetullah Cevat El-Harisi bir konuşmasında, ‘Türkiye hayra vesile olup, bölgedeki tüm İslam devletlerini bir araya getirebilir. Türk halkı kardeşimizdir, İslam bizi birleştirir, biz tek bir ümmetiz. İran’ın, Türkiye’nin ve Irak’ın bölünmesini istemiyorum. Biz bu varlıkları korumak istiyoruz. İslam birliğini inşa etmek için bunların birbirine yaklaşması lazım. Kürtlerin Türkiye’den ve İran’dan ayrılmasını istemem, Arapların da Türkiye’den ve İran’dan ayrılmasını istemem. Bölünme ümmeti zayıflatır. Bizim bölünme yerine yakınlaşmamız gerekir’ demişti.
Lübnan Şii Yüksek Konseyi üyesi Ayetullah Ali Fadlallah da yaptığı bir açıklamada, ‘Bölgede Şii ve Sünni Müslümanlar arasında büyük bir fitne çıkarmak için çabalayan dış güçlerin hazırladığı planlara bakılırsa, Arap-İslam alemi en karmaşık ve en zor dönemden geçiyor. Suriye’de yaşanan fitnenin Irak, Lübnan ve komşu ülkelere sıçramaması ve Suriye halkının isteklerine cevap verecek şekilde Suriye’deki krizin kıvılcımlarının söndürülmesi için birlikte hareket edilmesi gerekiyor’ şeklinde konuşmuştu.
Irak’ta yaşayan dünyaca ünlü Ayetullah uzma Seyyid Ali Sistani, Sünni ve Şiaların düzenlediği konferansa gönderdiği mesajında: ‘Şia ve Sünniler arasında gerçek bir ihtilaf bulunmamaktadır. Ben tüm Iraklıların hizmetçisiyim. Ben, tüm halkı seviyorum. İslam dini, muhabbet ve sevgi dinidir. Düşmanların İslammezhepleri arasında tefrika çıkarmayı başardığından dolayı oldukça şaşkınlık içindeyim. Ben, defalarca söyledim ve söylüyorum ki Sünnilerin kardeşimiz olduğunu söylemeyin, bilakis onlar bizim özümüz ve canımızdır. Ben, Sünnilerin Cuma vaazlarını Şiaların Cuma vaazlarından daha çok dinlemekteyim’ diyerek mezhepler arası barışı savunduğunu belirtmişti.
Bahreyn eski Dışişleri Bakanı Şeyh Halit bin Ahmet el Halife, Londra’da yayımlanan El Hayat gazetesine verdiği demecinde, ‘Görüş ayrılıklarımız olsa da, birbirimizi tanımasak da neden yan yana gelemiyoruz?’ diye sormuş ardından da, ‘Neden bölgesel bir birlikte bir araya gelmeyelim. Bu sorunları çözmenin tek yolu. Sorunları çözmenin başka yolu yoktur. Ne şimdi ne de 200 yıl içinde!’ demişti.
Rafsancani de Haziran 2008'de Suudi Arabistan Kralı Abdullah bin Abdülaziz’in himayesinde yapılan Uluslararası İslami Diyalog Toplantısı’nda, ‘Güçlü bir mesaj için İslam ümmetinin kendi içinde birlik olması lazım, önce onun için kendi aramızda diyalog kurmalıyız’ açıklamasıyla Şii Sünni ittifakına yeşil ışık yakmıştı.
İKÖ Dönem Başkanlığı görevini devraldığı 2004 yılındaki konuşmada Abdullah Gül de benzer bir çağrıda bulunmuş,‘Müslüman ülkeler olarak karşımıza çıkan engelleri kaldırmak için birleşmemiz mecburi bir görevdir’demişti.
Sonuç olarak tüm İslam aleminin oluşturulmaya çalışılan Şii-Sunni düşmanlığına karşı çok uyanık olması gerekir. İslam alemi ancak birlik olduğunda güçlü ve yıkılmaz olabilir. Kardeşin kardeşe düşmesi, mezhep ayrılıkları ile birbirine saldırması haramdır, İslam’da yeri yoktur ve çok büyük akılsızlıktır. İslam dünyasını hedef alanlar kaleyi içten çökertmek için her zaman yaptıkları gibi mezhep ayrılıklarını her fırsatta körükleyeceklerdir.
Fakat şu da unutulmaması gereken çok önemli bir gerçek; Müslümanlar arasındaki mezhep ayrılıklarını kökten bitirecek olan kişi büyük kurtarıcı Hz. Medhi’dir. Hz. Mehdi’den başka kimse İslam alemini tek bir çatı altında toplayamaz. Hz. Mehdi mezhep imamlarına uymayacak, yalnızca Kuran’a uyacak ve tüm mezhepleri kaldırarak insanları sadece Kuran’a döndürecektir. Böylelikle Müslümanlar arasına sokulan ve yüzyıllardır hiç bitmeden devam eden fitne son bulacaktır.
Meryem’in oğlu İsa’nın onun arkasında namaz kılacağı Kaim (Hz. Mehdi) hariç …. hepimizin boynunda biat sorumluluğu vardır. Yüce Allah, boynında hiç bir kimsenin biat sorumluluğu olmaması için (Hz. Mehdi’nin) doğumunu gizleyecek ve gizli olmasını emredecektir. 1
Hz. Peygamber en başta İslam’ı nasıl ayakta tuttuysa, Hz. Mehdi’de en sonunda aynı şekilde İslam’ı ayakta tutacaktır.2
… (Mehdi) Dini, Peygamber’in zamanında olduğu gibi aynen uygulayacak. Yeryüzünde mezhepleri kaldıracak. Halis hakiki dinden başka hiçbir mezhep kalmayacak. 3
Yüzyılımızın en büyük Nakşibendi alimlerinden biri olan Hüseyin Hilmi Işık ise, Saadet-i Ebediye adlı eserinde Hz. Mehdi’nin bu özelliğini şöyle haber vermiştir:
Hz. Mehdi, ahir zamanda dünyaya gelecektir. Resullulah Efendimizin soyundan olacaktır. İsa Aleyhisselam’la buluşacak, mezhepleri kaldıracak, yalnız onun mezhebi kalacak. 4
Kaynaklar:
1.(Mucem-ul Ehadis-i İmam Mehdi Cilt:3 Sayfa:165)
2. (El-Kavlu’l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, s. 27)
3. (Muhammed B. Resul El Hüseyin El Berzenci, Kıyamet Alametleri, s.186-187)
4. (H. Hilmi Işık, Saadeti Ebediye, s. 35)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder