14 Nisan 2014 Pazartesi

Yok sayılan Kuran hükümlerinden haberdar mısınız? 2


Yok sayılan Kuran hükümlerinden haberdar mısınız? 2
Kuran okunduğu zaman, hemen onu dinleyin ve susun. Umulur ki esirgenmiş olursunuz. (Araf Suresi, 204)

Kuranda bizlere emir olarak bildirilen birkaç ibadet var. Namaz kılmak, oruç tutmak, dua etmek, zekat vermek ve hacca gitmek. Günümüzde birçok insan bunları yaptığında, bir de biraz Kuran okuyup dostlarıyla sohbet ettiğinde kendisini yeterli görebiliyor. Oysa Kuran’da çok detaylı olarak müminlerin kendilerini eğitip ulaşmaları gereken bir Kuran ahlakı tarif ediliyor. Her mümin dünya hayatında Allah tarafından emredilen ahlaka, nefsini her gün eğiterek ulaşmaya gayret etmeli. Gözardı ettiği, görmezden geldiği ya da ertelediği hiçbir hüküm olmamalı. Çünkü Allah katında bizim ertelediğimiz bir emrin sorumluluğu çok büyük olabilir, bunun karşılığı hiç ummadığımız bir şekilde karşımıza çıkabilir. Bu yüzden hiçkimse kendi kafasına göre davranmamalı, tüm gayretiyle Allah’ın dediklerini yapmalıdır.
Birinci yazımda insanların yok saydığı Kuran hükümlerinden iki tanesini anlatmıştım. Bugün de “yapmayacağı şeyi söylememek” ve “özrü olmaksızın oturmamak” konularına değinmek istiyorum.
Yapmayacağı şeyi söylememek:
Yapmayacakları şeyleri söylemeleri, Kuran’ı yaşamayan, Kuran ahlakından habersiz olan insanların ortak karakter özelliklerindendir. Bu insanlar kendilerini olduklarından üstün ve önemli göstermek, hava atmak gibi gayelerle yapmayacakları şeyleri söyler, altından kalkamayacakları işlerden bahsederler. Geçici çıkar ve menfaatler elde etmek için aslında yapmaya hiç niyetlerinin olmadığı şeyleri vaat ederler. Bu samimiyetsiz davranış, toplum içinde fazla yadırganmayan ve önemsenmeyen, alışılmış bir tutumdur. Oysaki insanların yapmayacakları şeyleri söylemeleri Allah Katında sevilmeyen ve suç olarak nitelendirilen bir davranıştır:
Ey iman edenler, yapmayacağınız şeyi neden söylersiniz? Yapmayacağınız şeyi söylemeniz, Allah Katında bir gazab (konusu olması) bakımından büyüdü (büyük bir suç teşkil etti). (Saff Suresi, 2-3)
Bu davranış, yalancılık, ikiyüzlülük ve samimiyetsizlik gibi, ayetlerde kınanmış birçok kötü özelliği de içinde barındırmaktadır. Kuran’da bildirilen güzel ahlakı en mükemmel şekilde yaşamayı kendilerine ilke edinen müminler, Allah Katında beğenilmeyen bu tavırdan titizlikle kaçınırlar.
Özrü olmaksızın oturmamak:
Müminlerden, özür olmaksızın oturanlar ile, Allah yolunda mallarıyla ve canlarıyla cehd edenler (çaba harcayanlar) eşit değildir. Allah, mallarıyla ve canlarıyla cehd edenleri oturanlara göre derece olarak üstün kılmıştır. Tümüne güzelliği (cenneti) vadetmiştir; ancak Allah, cehd edenleri (çaba harcayanları) oturanlara göre büyük bir ecirle üstün kılmıştır. (Nisa Suresi, 95)
Bu ayette, Kuran’da bildirildiği şekilde şevk ve heyecana sahip olmadıkları için, kendilerine fazla sorumluluk verilmeyip kendi haline bırakılan ve müminler tarafından idare edilen kimselerin durumu açıklanmaktadır. Kuran’da kesin bir emirle bildirildiği halde, dinin menfaatleri uğrunda çaba harcamaktan kaçınmak ve pişmanlık duymadan bu tutumu devam ettirmek, Kuran ayetlerinde kınanan bir ahlaktır. Kuran’da böyle bir kişinin, hayatını sürekli mücadele içinde geçiren, Allah’ın rızasını kazanabilmek için canını malını tümüyle ortaya koymuş müminlerden derece olarak çok farklı konumda olduğu bildirilmiştir.
Ayette geçen “büyük bir ecirle üstün kılmıştır“ ifadesi, özürleri olmaksızın oturan kimselerle müminler arasındaki farkın ne kadar büyük olduğunu gösterir. Dünya hayatındaki az bir çıkar, aldatıcı bir rahatlık uğruna ahiretin üstün derecelerini feda etmek asla bir mümine yakışmaz. Allah’ı herşeyden çok seven, Allah’ı razı etmek dışında hiçbir amacı olmayan salih bir mümin için Allah yolunda mücadeleden geri kalmak, bu konuda ağırlık göstermek gibi birşey asla söz konusu olmaz. Mümin elindeki tüm imkanları sonuna kadar kullanarak, Kuran ahlakını hakim kılmak için fikren mücadele eder ve bundan büyük bir zevk duyar. Hayatının hr anında tebliğ yapar. Allah’ın rızasını kazanmak için gayret etmenin, Allah yolunda mücadele etmenin verdiği derin haz ise hiçbir dünyevi nimetle kıyas olmayacak kadar değerlidir. Kısacası, mümin için Allah yolunda ilmen mücadele etmek bir güzellik ve nimettir.Kuşkusuz samimi müminlerin gösterdiği çaba ve duydukları şevk diğer Müslümanlara da örnek olacaktır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder