14 Nisan 2014 Pazartesi

Türkiye’de komünizm tehlikesi yok diyenlere cevap!


Türkiye’de komünizm tehlikesi yok diyenlere cevap!
Lenin "polise ve askere acımayın, hepsini öldürün" demiyor mu?

Gezi Parkı olayları komünizmin Türkiye için nasıl büyük bir tehlike olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi. Bu insanlar sosyal adalet, eşitlik, özgürlük adına sokaklara dökülüyorlar. Ama komünizmin insanlara ne büyük acılar ve sıkıntılar getirdiğinden hiç haberdar değiller. Komünizm hâkim olsa nasıl bir yaşamları olacağını hiç düşünmüyorlar. Onlar kafalarında bir hayale bağlanmışlar, onun peşinden sürüklenip duruyorlar.
Komünist rejimler tarih boyunca insanlara büyük felaket getirdi. İşte Lenin ve Stalin Rusya’sı, Mao hâkimiyetindeki Çin, Kamboçya, Kuzey Kore… Bu ülkelerdeki komünist rejimlerde milyonlarca insan açlıktan, sefaletten yaşamını yitirdi. Devlet sürekli zenginleşip mallara el koyarken halk giderek fakirleşti ve köleleşti. Komünist rejimler tarafından temel hak ve özgürlüklerinden yoksun bırakılan, göçe zorlanan, sistemli olarak kıtlıkla yüz yüze getirilen, hapsedilen, çalışma kamplarında köle olarak kullanılan on milyonlarca insan var. Milyonlarca insan da komünist gerilla gruplarının, terör örgütlerinin kurşunlarına hedef olmuş veya hedef olma korkusu altında yaşamıştır. Şimdi sokağa dökülen komünist özentisi gençler bu gerçeklerden habersizler.
Komünist Lenin, köylülerin ellerindeki bütün mahsulü ve tohumlarını toplatarak 1921-1922 yılları arasında 29 milyon insanı açlığa terk etti. Bu insanların 5 milyon tanesi açlıktan kıvranarak öldü.Lenin’in tüm mahsullerini topladığı köylüler açlık nedeniyle ot, ağaç kabuğu, kemirgen, kedi, köpek yediler. Lenin’in köylülerin mahsullerini toplayarak, insanları bile bile kıtlığa sürüklemesinin asıl nedeni,insan psikolojisi üzerinde tahribat oluşturarak bu yolla insanların Allah’a olan inançlarını yok etmek ve dine karşı bir hareket başlatmaktı.
Sovyet diktatör Stalin döneminde de pek çok insan “Gulag” adı verilen ve tutukluların çok ağır şartlarda ölesiye çalıştırıldıkları, toplama kamplarına gönderildiler ve çoğu bu kamplardan sağ kurtulamadılar. 1918-1953 yılları arasında Bolşevik rejime karşı ayaklanan milyonlarca işçi ve köylü katledildi.
Dolayısıyla komünizmi bir kurtuluş olarak görüp bu rejimin insanlara eşitlik, huzur ve özgürlük getireceğini savunanlar çok yanılıyorlar. İnsanlara gerçek mutluluğu, eşitliği, özgürlüğü sağlayacak olan Kuran ahlakıdır. Ancak din, Allah’a olan bağlılık ve Allah sevgisi insanlar arasındaki huzuru, sevgiyi, şefkati ve merhameti sağlar. Aksi takdirde Darwinizmin öne sürdüğü gibi “güçlü olan kazanır ve zayıfı ezer mantığı” insanların mahvolmasına neden olur. Dinsiz bir toplumun huzur ve mutluluk içinde yaşamasına imkân yoktur.
İnsanları sınıflara bölen ve hepsinin bu sınıfa uygun bir bilince, karaktere ve dünya görüşüne sahip olması gerektiğini bağnaz bir şekilde savunan komünizm, bu sınıflar arasında çatışma olmasını, yani kavgayı ve anarşiyi de kendince meşru görür. Komünist sistemde, insana değer verilmez. “Zaten sürüde çok var, bir tane kaybolsa bir şey olmaz” mantığı geçerlidir. Çalışamayan ya da sakat olanlar ölüme terk edilir. Hastalıklı ve zararlı olarak kabul edilir. Af, merhamet, vefa duygusu yoktur. İnsanların ahlakı, niyeti, ruh hali hiçbir zaman dikkate alınmaz. Hayatı yaşam mücadelesi olarak gören bu çarpık zihniyette, zayıfların yok olmasında bir sakınca yoktur, bilakis bunun gerekli olduğu düşünülür. Fedakârlık olmadığı için, herkes önce kendini düşünür, bu nedenle toplum ilerlemez. İnsanlar merhametten uzak olduğu için toplumun huzur ve barış içinde olması da mümkün değildir.
Sosyal adalet arayanların aradığı adil sistem ve eşitlik ancak İslam’dadır, Kuran’dadır. Kuran’ı tam bilmeyen, İslam’ı bağnazlardan öğrendiği yanlış bilgilerden takip eden bir takım insanlar bu durumdan haberdar değildir. Ancak İslam ahlakında kadın-erkek bütün insanlar üstündür ve korunur. İslam’da insan sevgisi esastır. Hasta, sakat, yaşlı herkes korunur. Tok varken, aç yoktur. Baskı yoktur, zorlama yoktur. İnancı olmayana da yardım edilir ve şefkat gösterilir. İslam ahlakına göre yaşayan bir toplumda herkes korunur, kollanır. Sevgi vardır, saygı vardır. Kısacası aranan sosyal adalet ancak ve ancak Kuran ahlakı ile gerçek olur. Milyonlarca insanı katleden ideolojilerle değil.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder