14 Nisan 2014 Pazartesi

Allah korkusu nasıl olmalı?


Allah korkusu nasıl olmalı?
Allah hepimizin kalbini Alalh aşkıyla ve Allah korkusuyla doldursun.

… Allah’tan korkun ve bilin ki Allah, muhakkak cezası pek çetin olandır. (Bakara Suresi, 196)
… Allah’tan korkun ve sakının ve gerçekten bilin ki, siz O’na döndürülüp toplanacaksınız. (Bakara Suresi, 203)
… Allah’tan korkup sakının ve bilin ki, Allah her şeyi bilendir.  (Bakara Suresi, 231)
Ey iman edenler, Allah’tan korkup sakının ve (sizi) O’na (yaklaştıracak) vesile arayın; O’nun yolunda cehd edin (çaba harcayın), umulur ki kurtuluşa erersiniz. (Maide Suresi, 35)
Allah birçok ayetinde müminlere Kendisinden korkulmasını emrediyor. Fakat burada tarif edilen korku cezalandırılmaktan, cehenneme atılmaktan dolayı bir korkma değil, Allah’ı razı edememekten dolayı duyulan bir korkudur. Mümin Allah’ı o kadar büyük bir aşkla, o kadar derinden sever ki, O’nun razı olmayacağı en ufak bir hareketi bile hayatına sokmak istemez. O’nun razı olmayacağı bir ahlakı üzerinde taşımaktan çok korkar. Hesap gününde Allah’ın huzurunda dimdik durmak ister, O’nun rızasını kazanan müminlerden olmak ister. Bu yüzden de tüm dünya hayatını Allah sevgisiyle ve Allah korkusuyla geçirir. Sevgi onu salih amellere, korku ise kötü davranışlardan sakınmaya iter.
Bildiğiniz gibi bu dünyada hepimiz imtihan oluyoruz. Şeytan sürekli kapımızda, bizi kışkırtmak, kandırmak, Allah’ı unutturmak, boş işlerle oyalamak için bekliyor. İşte Allah korkusu böyle bir ortamda insanı kendine getirip doğru yoldan sapmamasını sağlıyor. Mümin şeytanın hileli düzenine karşı uyanık oluyor ve Allah’ın emirlerini hiç taviz vermeden uyguluyor. Peygamberimizde bir hadisinde Allah’tan nasıl korkulması gerektiğini çok güzel tarif ediyor:
Rabbim bana dokuz şey emretti: Gizli halde de aleni halde de Allah’tan korkmamı, öfke ve rıza halinde de adaletli söz söylememi, fakirlikte de zenginlikte de iktisat yapmamı, benden kopana da sıla-ı rahim (dostluk) yapmamı, beni mahrum edene de vermemi, bana zulmedeni affetmemi, susma halimin tefekkür olmasını, konuşma halimin zikir olmasını, bakışımın ibret olmasını, marufu (doğru ve güzel olanı) emretmemi. (Kütüb-i Sitte, Muhtasarı Tercüme ve Şerhi, Prof. Dr. İbrahim Canan, 16. cilt, Akçağ Yayınları, Ankara, s. 317)
bir parçası olarak yaratmış ve ona bu amaç doğrultusunda birtakım özellikler vermiştir.
Allah korkusu ise bu imtihan ortamında müminin en büyük dayanağı olacaktır. Çünkü Allah korkusu kişiyi her an Allah’ın istediği gibi davranmaya, O’nu hoşnut etmeye çalışmaya, şeytanın ve nefsinin isteklerinden sakınmaya, onların hile ve oyunlarına karşı uyanık ve tedbirli olmaya sevk edecektir. Bu da, insana kendi sınır tanımaz isteklerini uygulatmaya çalışan nefsin ve şeytanın hiç işine gelmeyen bir durumdur.
Bu sebeple şeytan ve nefsi, insanı en başta Allah korkusundan uzaklaştırmaya çalışır. Allah’tan korkmanın gereksiz, hatta yanlış olduğu, asıl önemli olanın Allah sevgisi ve kalp temizliği olduğu gibi batıl telkinlerle onun Allah’tan korkup sakınmasını engellemek ister. Oysa Kuran’ı okuyan şuurlu bir insan, şeytanın bu tür telkinlerinin hiçbir gerçekliği olmadığını, tamamen saptırma ve aldatma amacı taşıdığını rahatlıkla görür. Zira Allah, müminlere Kendisi’nden korkmalarını Kuran’da son derece açık bir biçimde emretmiştir. Bu ayetlerden birkaç örnek şöyledir :
Allah korkusu1
Allah korkusu nasıl olmalı?
Allah korkusu2
Allah korkusu nasıl olmalı?
Allah korkusu3
Allah korkusu nasıl olmalı?
Allah korkusu4
Allah korkusu nasıl olmalı?
Allah korkusu5
Allah korkusu nasıl olmalı?
Allah korkusu6

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder