8 Nisan 2014 Salı

Asetilkolin esteraz enzimi olmasa yaşayamayacağınızı biliyor musunuz?


Asetilkolin esteraz enzimi olmasa yaşayamayacağınızı biliyor musunuz?
Asetilkolin esteraz enzimi sinir hücrelerinin arasındaki bağı kuruyor.

Bugün yine sizlerle çok önemli bilgiler paylaşmak istiyorum. İnsanın tesadüfler sonucu meydana geldiğini ileri sürenler tek bir enzimin bile ne kadar önemli olduğunu öğrensinler. İnsan vücudunun tam anlamıyla çalışabilmesi için milyonlarca detayın bir araya gelmesi ve kusursuz çalışması gerekir. Şimdi asetilkolin esteraz enziminin vücut için neden bu kadar önemli olduğuna bakalım.
Tek bir enzimin işlevini yitirmesi ile canlı bir organizmanın ölüme doğru gideceğini biliyoruz. Bu, gerçekten de çok önemli bir bilgidir. Asetilkolin esteraz, bu önemli gerçeğin tek başına bir delilidir. Vücudumuzdaki yüzlerce farklı enzimden sadece söz konusu enzim eksik olsa, yaşamamız mümkün olmayacaktır. Çünkü bir anlamda, vücudun bütün elektriği kesilecektir.
Asetilkolin esteraz enzimi, sinir ucu önünde biriken kimyasalları temizleyen tabir-i caiz ise “süpüren” enzimdir. Hemen birkaç cümleyle enzimlerin hayatımızın sürekliliği için olan öneminden bahsedelim. Bilindiği gibi; yaşadığımız her an, attığımız her adımda, gülümsemek istediğimizde veya yemek yediğimizde sürekli olarak enzimlere ihtiyaç duyarız.
Asetilkolin esteraz da hayatımız için büyük önem taşıyan enzimlerden birisidir. Şimdi bu enzimin görevini nasıl yaptığına bir bakalım: Vücudumuzda bir ağ şeklinde sinirler bulunmaktadır. Bu sinir ağında sürekli bir hareket vardır. Sinirler beyin ve organlar arasındaki koordinasyonu sağlar ve bu nedenle vücutta sinirler üzerinden sürekli emir ve uyarılar gönderilir. Birine el sallamak istediğinizde, beyninizden gelen emir üzerine vücutta bir hareketlenme başlar. Beyinden gelen elektrik akımı sinirler boyunca iletilir. Sinirler belli bölgelerde birbirleriyle karşılaşırlar. Bu karşılaşma bölgesine sinaps adı verilir. Elektrik sinyali bir sinapse gelene kadar devam eder, sonra durur. Sinaps, iki sinir hücresini birbirinden ayıran bir boşluktur.
Görünüşte bu boşluk, iletilecek elektrik akımı için sorun teşkil etmelidir. İletim durmalı ve akım bir sonraki sinire ulaşamamalıdır. Ancak hiçbir zaman böyle bir sorun yaşanmaz. Çünkü iletici sinirden alıcı sinire mesajın ulaşabilmesi için mesajı gönderen sinir, sinaps denilen boşluğa bir kimyasal salgılar. Bu kimyasal salgı asetilkolin olarak adlandırılır. Sinir sinyali sinapse ulaştığında asetilkolin moleküllerinden oluşan bir yığın bu boşluğa doğru akar.
Diğer taraftaki reseptörlere (alıcılara) tutunur ve diğer hücreyi harekete geçirmek üzere uyarır. Bunun üzerine kaslar kasılır ve beyninizden gelen emir kolunuza ulaşmış olur. Artık kolunuzu havaya kaldırıp el sallayabilirsiniz.
Sinirler, iletişim için mors alfabesine benzer bir sistem kullanırlar. Bu sistem noktalardan oluşmaktadır. Mesaj ne kadar önemli ise, noktaların sıklığı da o kadar çoktur. Her nokta, yani her sinir sinyali, kendi salgıladığı asetilkolini harekete geçirir. Diğer bir deyişle el sallayabilmenizi sağlayan elektrik akımı ile yürümenizi sağlayan elektrik akımı aynı sinirler üzerinde yol almakta, ancak her biri farklı asetilkolin sıvısı salgılamaktadır. Bu nedenle bu ileticilerin bulunduğu alan, bir başka sinyal gelmeden önce mutlaka temizlenmelidir. Aksi halde mesajlar birbirine karışacaktır. Bazen saniyede 500 sinir sinyali göndermeleri gereken sinirler için bunun anlamı, asetilkolin ileticilerinin her milisaniye içinde yıkılmaları gerektiğidir.
Asetilkolin esteraz enzimleri işte tam bunu yapacak şekilde yaratılmışlardır. Bu katalizörler, asetilkolin moleküllerinin içine olağanüstü bir hızla girerler.
Söz konusu enzimler her saniye 25.000 molekülü yok etmektedirler.Yani başka bir deyişle her esteraz enzimi, her bir asetilkolin molekülüne yaklaşık 40 milisaniye içinde saldırmaktadır. Sonuçta bütün bunların tesadüfen olduğunu iddia etmek tam anlamıyla akıl dışıdır, bu kadar kompleks bir yapının varlığını tam anlamıyla görmezden gelmektir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder