20 Nisan 2014 Pazar

Bir evin içindeki en güzel ahlaklı kişi olamaz mısın?


Bir evin içindeki en güzel ahlaklı kişi olamaz mısın?
Hepimiz dört duvar arasında bir avuç insanla yaşıyoruz aslında… Ve bu insanlarla her gün hiç beklenmedik olaylar yaşıyoruz. Günler evriliyor, çevriliyor ve bizler bize gösterilen görüntülerle çok güzel bir eğitimden geçiyoruz. Nedir bu eğitim? Cennete hazırlık eğitimi değil mi? Allah’ın izniyle oraya gittiğimizde cennetin kıymetini bilebilmemiz için bu dünyada nefsimizi tam anlamıyla eğitmeye çalışıyoruz. Allah Kuran’da bunu mutmain nefis olarak tanımlamıyor mu?
Ey mutmain (tatmin bulmuş) nefis, Rabbine, hoşnut edici ve hoşnut edilmiş olarak dön. Artık kullarımın arasına gir. Cennetime gir. (Fecr Suresi, 27 – 30)
Dün düşündüm de, insan bir evin içindeki en güzel ahlaklı insan olmaya niyet edemez mi? Müminolduğumuz ve Kuran’ı çok iyi bildiğimiz için nerede nasıl davranmamız gerektiğini çok iyi biliyoruz. Neredesabır göstereceğiz, nelere tevekkül edeceğiz, insanlara karşı nasıl Allah rızası için güzel davranacağız, nasıl en güzel sözü söyleyeceğiz… Her gün nasıl görüntülerle imtihan olduğumuzu bilip ona göre davranacağız. Yalnızca Allah için nasıl yaşayacağız, müminlere karşı nasıl güzellikle ve hoşgörüyle davranacağız. Bunların hepsini çok iyi biliyoruz değil mi? Kuran’ı çok iyi bilen bir mümine “o evin içindeki en güzel ahlaklı insan nasıl olabilirsin” diye sorsan sana sayfalarca madde yazabilir, hatta bu konuda kitap bile yazabilir. Ama önemli olan bunları bilmek değil uygulamaktır.
Bu dünyada insan her şeyden çok Allah rızası için Allah’ı hoşnut etmeye ve ahlakını güzelleştirmeye gayret etmeli diye düşünüyorum. Önce o evin içinde, sonra o şehrin içinde, sonra da dünyadaki en güzel ahlaklı insan olmaya niyet etmeli insan. Her zaman güzel ahlaklı olmak zordur, haklıyken alttan almak zordur, nefsini ezip güzel davranmak zordur. Ama Allah için yapılırsa işte o zaman çok değer kazanır. İnsan hiç beklemediği bir anda verdiği emek sayesinde peygamberler gibi derin bir imana ve müthiş güzellikte bir ahlaka kavuşabilir. Ciddi niyet, ihlas ve samimiyet bu güzelliğe kavuşmak için yeterlidir. Allah’a bir adım yaklaşana Allah’ta on adımla karşılık verir. 
Eğer bu dünyadaki milyonlarca insan arasından sıyrılıp iman ettiğini söylüyorsan, Kuran’a uyduğunu söylüyorsan o zaman önce ahlakını mükemmelleştirmelisin. İnsan birçok şey yapabilir, Allah yolunda sayısız hizmet yapabilir. Ama bunu yaparken tevekkülsüz davranırsa, güzel bir üslupla konuşmazsa, yese düşüpöfkelenirse, işte o zaman yaptıklarının değeri Allah katında azalabilir. Mümin daima hiç beklemediği bir anda kitabını sağ elinden beklerken sol elinden alacağından korkmalı ve hep derin düşünerek, akılla hareket etmeli. Ve her zaman daha iyiyi, daha güzeli hedeflemeli. Tıpkı muhteşem bir sanat eseri ortaya koyan heykeltıraş gibi nefsini ince ince eğitmeli. Kuşku yok ki bundan en çok zevk alacak olan da kendisi olacak, güzel ahlak ve teslimiyet onun ruhuna tarifsiz bir güzellik ve derinlik katacak…
Kim de ahireti ister ve bir mü’min olarak ciddi bir çaba göstererek ona çalışırsa, işte böylelerinin çabası şükre şayandır. (İsra Suresi, 19)
Hayır, kim (güzel davranış ve) iyilikte bulunarak kendisini Allah’a teslim ederse, artık onun Rabbi Katında ecri vardır. Onlar için korku yoktur ve onlar mahzun olmayacaklardır. (Bakara Suresi, 112)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder