20 Nisan 2014 Pazar

Cehennemle ilgili hiç bilmediğiniz çok ilginç detaylar…


Cehennemle ilgili hiç bilmediğiniz çok ilginç detaylar…
Suçlu-günahkarları susamışlar olarak cehenneme süreceğiz. (Meryem Suresi, 86)

Cehennemin varlığından haberi olmayan kimse var mı? Yok değil mi? Herkes bu kısacık dünya hayatının sonunda tüm insanları bekleyen sonsuz bir hayat olduğunu biliyor. Yaratılan her insan ölümleriyle birlikte bölükler halinde ya cennete ya da cehenneme girecek ve sonsuza kadar da burada yaşayacak. Kuran’da cehennemle ilgili insanlara çok detaylı bilgi veriliyor. Bugün bu belki de şimdiye kadar hiç duymadığınız detaylardan bahsetmek istiyorum.
Cehennemdeki ateşten bahsedersek, cehennemdeki ateş insanları içten yakar. Bu ateş türünde dışarıda bir alev yoktur ama oraya giren insanların içi yanıp kavrulur.Bildiğiniz gibi dünyada da Allah’ı sevmeyen ve Allah’tan korkmayan insanlar sürekli neşesiz, sevgisiz, tevekkülsüz, tahammül edilmez bir sıkıntı içinde yaşarlar. İşte bu cehennem ateşinin içten yakmasının bir benzeridir. İnsanlar cehennemde dayanılmaz bir acı duyacak, tarifsiz bir sıkıntı hissedeceklerdir.
"Hutame"nin ne olduğunu sana bildiren nedir? Allah'ın tutuşturulmuş ateşidir. Ki o, yüreklerin üstüne tırmanıp çıkar. (Hümeze Suresi 5-7)
Dinsiz olan insan için ölümle beraber çok büyük bir felaket başlar. Ölümden öncede dinsizler sevgisizliğin, tutkudan uzak olmanın, insanlara kuşkuyla bakmanın, güvensizliğin, yalnızlığın, egoistliğin, bencilliğin acısıyla yanıp kavrulur. Onlara ayrıca dünya hayatında çok fazla bela da isabet eder ama onlar bunu hayatın akışı içinde normal olaylar olarak algılarlar.
Görmüyorlar mı ki, gerçekten onlar her yıl, bir veya iki defa belaya çarptırılıyorlar da sonra tevbe etmiyorlar ve öğüt alıp (ders çıkarıp) düşünmüyorlar. (Tevbe Suresi, 126)
Cehenneme hangi insanların gideceği de kaderde Allah tarafından belirlenmiştir. Allah onların gözlerinin görmediğini, kulaklarının duymadığını ve kalplerinin kaskatı olduğunu ayette bildirmiştir. İnsan baktığında onları canlı zanneder ama aslında ölüdürler. Bu gerçekten de Allah’ın çok büyük mucizesidir. Allah çok fazla insanı hatta milyonlarcasını işte bu şekilde cehennem için yaratmıştır. Bu insanların iman etmediğini, dünya hayatına dalıp oyalandıklarını gören ve onlara kapılanlar da çok büyük bir aldanış içindedirler.
Andolsun, cehennem için cinlerden ve insanlardan çok sayıda kişi yarattık (hazırladık). Kalpleri vardır bununla kavrayıp-anlamazlar, gözleri vardır bununla görmezler, kulakları vardır bununla işitmezler. Bunlar hayvanlar gibidir, hatta daha aşağılıktırlar. İşte bunlar gafil olanlardır. (Araf Suresi, 179)
İnkâr eden insanların ölüm anı, cehenneme gidiş anı, sorgu anı, cehenneme atılış anı, kısaca her safhası çok aşağılayıcı ve çok zorludur. İman etmeyenlerin canı dövülerek anılır, yerde çıplak bir şekilde sürüklenerek Allah’ın huzuruna getirilirler. Gözleri görmez ve kulakları işitmez halde, son derece aciz bir şekilde Allah’ın karşısına getirilirler. İnsan böyle bir durumda bu inkârcıların pişman olacaklarını zanneder ama böyle bir durum ortaya çıkmaz. Tam tersine kibirleri ve azgınlıkları daha da artar. Pişmanlıklarını gizleyip daha da azgınlaşırlar. Allah’la doğrudan konuşmazlar, sürekli meleklere söylerler.
Zulmeden her nefis, yeryüzündekilerin tümüne sahip olsa bunu (azaba karşılık) mutlaka fidye olarak verirdi. Onlar azabı görünce pişmanlıklarını gizlerler, oysa onlar haksızlığa uğratılmadan aralarında adaletle hükmedilmiştir. (Yunus Suresi, 54)
Yaratılan milyarlarca insan doğrudan cennete ya da cehenneme alınmaz. Önce herkes cehennemin kıyısına getirilir. Müminlerin sağında ışık olur. Müminler cehennemi gördükten sonra oradan kurtarılıp büyük bir heyecanla cennete alınırlar. Böylece her mümin sonsuza kadar cehennemin o dehşetli azabından kurtulduğu için Allah’a şükredecektir. Cehennem ehli ise orada acıdan mahvolur. Allah dilese inkâr edenleri bir odaya sokar ve orada sonsuza kadar azaplandırır. Ama tıpkı kıyamette olduğu gibi Allah cehennemde de muazzam heybetini ve gücünü gösteriyor.
İçinde ebedi kalıcılar olarak cehennemin kapılarından girin. Artık mütekebbirlerin konaklama yeri ne kötüdür. (Mü'min Suresi, 76)
Cehennem ehli cehenneme gittiğinde cehennemi hak etiğini bilir. Kendileri bunu ağızlarıyla itiraf etmeseler de dilleri konuşur, elleri konuşur, derileri konuşur.
Sonunda oraya geldikleri zaman, işitme, görme (duyuları) ve derileri kendi aleyhlerine şahitlik edecektir. (Fussilet Suresi, 20)
Cehennem ehli sabahtan akşama kadar kavga eder: Cehenneme gelmesine birbirlerinin sebep olduklarını söyleyerek sürekli kavgaya tutuşurlar. Birbirlerine sürekli saldırırlar. Orada ölüm yoktur ama acı çok fazladır. Tek yaptıkları birbirlerine ızdırap vermektir.
Cehennem tabaka tabakadır. Mesela bazı insanlar sadece cehennem mahallelerinde, o karanlık sokaklarda, cennete gıpta ederek sonsuza kadar yaşarlar. Cehennem alevinin şiddeti daha azdır. Sonsuza kadar bomboş bir hayat yaşar. Pis yiyecekler yer, sürekli kavga eden insanları görür. Ama münafıkların cehennemi çok zorludur. Cehennemin en alt tabakasında münafıklar olacak ve sonsuza kadar görülmemiş azapları tadacaklardır.
Gerçekten münafıklar, ateşin en alçak tabakasındadırlar. Onlara bir yardımcı bulamazsın. (Nisa Suresi, 145)
Cehennem zebanilerinin sayıları da Kuran’da 19 olarak geçer. İnkâr edenler yalvarsalar da, ağlasalar da onlar hiç etkilenmezler. Özel yaratılmışlardır. Hepsi Allah’ın emrindedir, inkâr edenleri sürükleyerek alıp götürürler. Fakat onlar cehennemde yaşasalar da Allah’tan bir nimet olarak cehennemin rahatsızlığını hissetmezler. Cehennem onlara cennet gibi gelir. Cehennem inkâr edenler için çok büyük bir azap yurdudur, inkârcıların başında duran zebaniler için değil…
Ona: "Allah'tan kork" denildiğinde, büyüklük gururu onu günaha sürükler, kuşatır. Böylesine cehennem yeter; ne kötü bir yataktır o. (Bakara Suresi, 206)
Allah, erkek münafıklara da, kadın münafıklara da ve (bütün) kafirlere, içinde ebedi kalmak üzere cehennem ateşini vadetti. Bu, onlara yeter. Allah onları lanetlemiştir ve onlar için sürekli bir azap vardır. (Tevbe Suresi, 68)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder