8 Nisan 2014 Salı

Demokrasiyi ve özgürlüğü savunan Odtü’lüler saldırgan bir teröriste dönüşürse!

Demokrasiyi ve özgürlüğü savunan Odtü’lüler saldırgan bir teröriste dönüşürse!
Özgürlüğü ve demokrasiyi savunan bir öğrenci nasıl terör eylemi yapar?

Odtü’de yaşanan olaylar Türkiye’yi adeta ikiye böldü diyebiliriz. Bir yanda saldırgan öğrencileri savunanlar, bir yanda başbakanı ve polisleri savunanlar. Ülkede yine sağ sol savaşı hortlatılmaya çalışılıyor. Oysa ben burada öğrencileri öğrenci olarak değil adetaterörist eylem yapanlar olarak değerlendiriyorum. Polise taşla, sopayla saldırmak ne demek, başbakana bu kadar kin duymak ne demek? Böyle terör eylemleri, saldırgan hareketler hiçbir ülkede kabul edilemez. Türkiye’de neden kabul edilsin? Hepsinin demokrat, laik, düşünce ögürlüğünü savunan, karşı fikre saygılı insanlar olmaları gerekir. Ama tam tersine bu öğrenciler saldırgan tavrı benimseyip herkese şiddetle, öfkeyle saldırıyorlar. Aynı komünist gençler yaratılışçıların düzenledikleri fosil sergilerini de basıyorlar, fosilleri kırıp yıkıyorlar. Darwinizm çöküyor ya iyice bunalıyorlar. 400 milyonun üzerinde yaratılışı ispat eden fosil var, hangi birini yok edeceksiniz? Kırıp yıkmak ne demek? “Ben fikren başedemedim, öyleyse saldırıp terör eylemleri estireceğim” demek.
Atatürkçü ve laik, demokrasiden ve özgürlükten yana olan Odtü’lüler acaba Atatürk’ün komünizm hakkında görüşlerini biliyorlar mı?
Biz ne bolşeviğiz, ne de komünist; ne biri ne de diğeri olamayız. Çünkü biz milletperver ve dinimize hürmetkarız. (Mustafa Kemal Atatürk)
Atatürk, millet realitesinin ve milliyetçiliğin temel unsurlarını red ve inkar eden Marksizm'in ve komünizmin kesinlikle karşısındadır. Ülkeyi felakete sürükleyecek, sınıflara bölecek, menfaat gruplarını çatışmaya sokacak bu ideolojilerin her zaman karşısında yer almıştır.
Atatürk'ün başlattığı Türk Devrimi doğuşundan itibaren bu tehlikelerle karşılaşmış, Bolşevik liderler, Türkiye'de komünist köylü hareketin yapılmasını sürekli teşvik ve tahrik etmişlerdir. Komünistler, Türkiye'de milli ve bağımsız bir devletin kurulmasını istememışlerdir. Sosyal Hariciye Komiseri Çiçerin, daha 13 Eylül 1919'da, Sivas Kongresi sıralarında, Türk köylüsünün komünist olmayan idarecilere karşı isyan etmesini tavsiye ederek, Türk hareketine karşı davranış ve anlayışını göstermiştir.
Ayrıca Atatürk,çeşitli zamanlarda komünizmi tehlikeli gördüğünü ve hiçbir zaman bu karanlık sisteme geçit vermeyeceğini ifade etmiştir. Atatürk'ün bu konudaki bir sözü şöyledir:
Komünizm içtimai bir meseledir. Memleketimizin hali, memleketimizin içtimai şeraiti, dini ve milli ananelerinin kuvvetli, Rusya’daki komünizmin bizce tatbikine müsait olmadığı kanaatini teyit eder bir mahiyettedir. 1
Türkiye’de bolşeviklik olmayacaktır. Çünkü, Türk hükümetinin ilk gayesi halka hürriyet ve saadet verme, askerlerimize olduğu kadar, sivil halkımıza iyi bakmaktır. 2
Komünizmin uygulanması halkın özgürlüğünün alınması, ülkenin kalkınma yerine yok olma sürecine girmesi demekti. Bu nedenlerledir ki; Atatürk, komünizmi aziz Türk Milleti için büyük bir tehlike olarak görmüştür.Komünizmin hiçbir şekilde hayatını adadığı vatanına girmesini istemeyen Atatürk Milleti'ni bu büyük tehlikeye karşı uyarmıştır. Yüce Atatürk'ün, "Komünizm, Türk Dünyası'nın en büyük tehlikesidir. Her görüldüğü yerde ezilmelidir." (Faruk Şükrü Yersel, Eskişehir Gazetesi, 1926) sözlerinde Türk Milleti'ne yaptığı uyarı açıktır. Bu nedenle Türk Milleti, komünizmi en büyük düşman bilmeyi ve gördüğü her yerde ezmeyi, Türklüğe karşı manevi bir sorumluluk olarak kabul etmektedir.
Kaynak:
1.      Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri, C.III, 2. Baskı, s. 20)
2.      A.g.e., c.3,2. Baskı, s.99)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder