8 Nisan 2014 Salı

Her topluluğun bir lideri varken Müslümanların lideri neden Mehdi olmasın?


Her topluluğun bir lideri varken Müslümanların lideri neden Mehdi olmasın?
Hz. Mehdi tüm Müslüman aleminin de Hıristiyan ve Musevi aleminin de kurtuluşu olacak.

Evet, gerçekten de her topluluğun bir lideri var, Hıristiyan aleminin lideri var, Musevi aleminin lideri var ama her nedense Müslüman aleminin bir lideri yok. Neden bir liderleri yok diye sorduğumuzda hemen ayaklanıp “bizim lidere ihtiyacımız yok, Kuran var ya, zaten Müslüman kendisine yeter, lidere ihtiyaç yok!” diye çırpınan insanlarla karşılaşıyoruz. Bu gerçekten de ahir zamanda olduğumuzun bir kanıtı. Peygamberimiz bu kadar tüm Müslüman alemine bereket ve nur yağdıracak Hz. Mehdi’yi müjdelemişken, onun geliş alametlerini bir bir saymışken Hz. Mehdi’yi inkar etmek son derece şaşırtıcıdır. Adeta bir mucizedir. Hz. Mehdi’yi inkar eden bunca insandan biri çıkıp da “neden peygamberimiz o zaman Hz. Mehdi hakkında bu kadar detay vermiş, neden hadislerde onu tüm ayrıntılarıyla tarif etmiş?” diye sorma ihtiyacı da duymaz. Bu da ayrı bir mucizedir...
Söylediğim gibi her topluluğun bir başı var, karıncaların bile. Allah Kuran’da her devirde bir lider gönderdiğini bildiriyor, Allah’ın kanunu bu, kimse değiştiremez. Tüm dünya bir araya toplanıp Hz. Mehdi  çıkmayacak dese, yine de Hz. Mehdi çıkar. Kıyametin kopmasına tek bir gün kalsa bile Hz. Mehdi o son gün ortaya çıkar ve böylece Allah vaadini gerçekleştirir. Hz. Mehdi kaderde belirlenen gün ve saatte Allah’ın izniyle zuhur edecektir. Kuranda her kavime lider gönderildiği ayetlerde şöyle bildiriliyor:
Her insan-grubunu imamlarıyla çağıracağımız gün, artık kimin kitabı sağ eline verilirse, onlar kitaplarını okuyacaklar ve onlar, bir 'hurma çekirdeğindeki iplikçik kadar' bile haksızlığa uğratılmazlar. (İsra Suresi, 71)
Hz. İbrahim insanlara imam kılınmıştır: Hani Rabbi, İbrahim'i birtakım kelimelerle denemişti. O da (istenenleri) tam olarak yerine getirmişti. (O zaman Allah İbrahim'e): "Seni şüphesiz insanlara imam kılacağım" dedi. (Bakara Suresi, 124)
Emir sahipleri: Ey iman edenler, Allah'a itaat edin; elçiye itaat edin ve sizden olan emir sahiplerine de...(Nisa Suresi, 59)
Kendilerine güven veya korku haberi geldiğinde, onu yaygınlaştırıverirler. Oysa bunu peygambere vekendilerinden olan emir sahiplerine götürmüş olsalardı, onlardan 'sonuç-çıkarabilenler,' onu bilirlerdi... (Nisa Suresi, 83)
Bilgin yöneticiler:  Gerçek şu ki, biz Tevratı, içinde bir hidayet ve nur olarak indirdik. Teslim olmuş peygamberler, yahudilere onunla hükmederlerdi. Bilgin-yöneticiler (Rabbaniyun) ve yüksek bilginler de (Ahbar), Allah'ın kitabını korumakla görevli kılındıklarından ve onun üzerine şahidler olduklarından (onunla hükmederlerdi.) Öyleyse insanlardan korkmayın, benden korkun ve ayetlerimi az bir değere karşılık satmayın. Kim Allah'ın indirdiğiyle hükmetmezse, işte onlar, kafir olanlardır. (Maide Suresi /44)
Hz. Yusuf’un yönetici olması: Hükümdar dedi ki: "Onu bana getirin, onu kendime bağlı kılayım." Onunla konuştuğunda da (şöyle) dedi: "Sen bugün bizim yanımızda (artık) önemli bir yer sahibisin, güvenilir (bir danışman-yönetici)sin." (Yusuf Suresi /54)
(Yusuf) Dedi ki: "Beni (bu) yerin (ülkenin) hazineleri üzerinde (bir yönetici) kıl. Çünkü ben, (bunları iyi) bir koruyucuyum, (yönetim işlerini de) bilenim." (Yusuf Suresi /55)
Zülkarneyn iktidarı: Sana (Ey Muhammed,) Zu'l-Karneyn hakkında sorarlar. De ki: "Size, ondan 'öğüt ve hatırlatma olarak' (bazı bilgiler) vereceğim.
Gerçekten, biz ona yeryüzünde sapasağlam bir iktidar verdik ve ona her şeyden bir yol (sebep) verdik. (Kehf Suresi, 83-84)
Kendi kavmine önder olan Firavun:  Firavun'a ve onun önde gelen çevresine. Onlar Firavun'un emrine uymuşlardı. Oysa Firavun'un emri doğruya-götürücü (irşad edici) değildi.
O, kıyamet günü kavminin önderliğine geçer, böylece onları ateşe götürmüş olur. Sonunda vardıkları yer, ne kötü bir yerdir.. (Hud Suresi /97, 98)
Allah’tan lider isteyen İsrailoğulları:  Musa'dan sonra İsrailoğullarının önde gelenlerini görmedin mi? Hani, peygamberlerinden birine: "Bize bir melik gönder de Allah yolunda savaşalım" demişlerdi.....(Bakara Suresi/246)
Hükümdar Talut:  Onlara peygamberleri dedi ki: "Allah size Talut'u (melik olarak) gönderdi." Onlar: "Biz hükümdarlığa, ona göre daha çok hak sahibiyken ve ona bir mal (servet) bolluğu verilmemişken, nasıl bizi (yönetmek üzere) hükümdarlık (mülk) onun olabilir?" dediler. O (şöyle) demişti: "Doğrusu Allah size onu seçti ve onun bilgi ve bedenî gücünü arttırdı. Allah, kime dilerse mülkünü verir; Allah (rahmeti ve gücü) geniş olandır, bilendir." (Bakara Suresi/247)
Hz. Süleyman’ın orduların başında olması:  Süleyman'a cinlerden, insanlardan ve kuşlardan ordularıtoplandı ve bunlar bölükler halinde dağıtıldı. (Neml Suresi /17)
Elçilerin Müslümanların başı olması:  Müşrikler istemese de O dini (İslam’ı) bütün dinlere üstün kılmak için elçisini hidayetle ve hak dinle gönderen O’dur.” (Tevbe Suresi, 32-33)
Semud kavmine gönderilen halifeler: "(Allah'ın) Ad (kavminden) sonra sizi halifeler kıldığını ve sizi yeryüzünde (güç ve servetle) yerleştirdiğini hatırlayın... (Araf Suresi, 74)
Nuh kavmine gönderilen halifeler:  Fakat onu yalanladılar; biz de onu ve gemide onunla birlikte olanları kurtardık ve onları halifeler kıldık.... (Yunus Suresi, 73)
Biz ise, yeryüzünde güçten düşürülenlere lütufta bulunmak, onları önderler yapmak ve mirasçılar kılmak istiyoruz.
Ve (istiyoruz ki) onları yeryüzünde 'iktidar sahipleri olarak yerleşik kılalım', Firavun'a, Haman'a ve askerlerine, onlardan sakındıkları şeyi gösterelim. (Kasas Suresi, 5-6)
İşte (yeryüzünün hakimiyetine ve ahiretin nimetlerine) varis olacak onlardır. (Müminun Suresi /9-10)
Hidayete yönelten önderler:  Ve onları, kendi emrimizle hidayete yönelten önderler kıldık ve onlara hayrı kapsayan-fiilleri, namaz kılmayı ve zekat vermeyi vahyettik. Onlar bize ibadet edenlerdi. (Enbiya Suresi /73)
Kuran’da lider istemek ve beklemekle ilgili ayetler: 
Size ne oluyor ki, Allah yolunda ve: "Rabbimiz, bizi halkı zalim olan bu ülkeden çıkar, bize Katından bir veli (koruyucu sahib) gönder, bize Katından bir yardım eden yolla" diyen erkekler, kadınlar ve çocuklardan zayıf bırakılmışlar adına cehd etmiyorsunuz (çaba göstermiyorsunuz)? (Nisa Suresi, 75)
Yoksa sizden önce gelip-geçenlerin hali başınıza gelmeden cennete gireceğinizi mi sandınız? Onlara öyle bir yoksulluk, öyle dayanılmaz bir zorluk çattı ve öylesine sarsıldılar ki, sonunda elçi, beraberindeki mü'minlerle; "Allah'ın yardımı ne zaman?" diyordu. Dikkat edin. Şüphesiz Allah'ın yardımı pek yakındır. (Bakara Suresi, 214)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder