16 Nisan 2014 Çarşamba

Kavimlerin helakı: Sebe Halkı ve Arim Seli


Kavimlerin helakı: Sebe Halkı ve Arim Seli
Bugün sizlere Kuran’da bahsedilen Kavimlerin ibret verici helak olaylarından bahsetmek istiyorum.  Tarih boyunca birçok sapkın kavim Allah’ın dilemesiyle helak edilmiştir. Yüce Allah her kavme bir elçi göndermiş ve herpeygamber, kavminden yalnızca Allah’a itaat etmesini istemiştir. Elçiler gönderildikleri toplumları hak olan dine davet etmiş ve kendilerine uyanlarla birlikte Allah’ın rızasına uygun bir hayat yaşamışlardır. Kendilerine tebliğ gelen kavimlerin büyük bir kısmı ise bunu kabul etmemişlerdir. İnkarda diretmeleri, sapkın hayatlarına devam edip yüz çevirmeleri sonucunda ise Allah’ın şiddetli azabını üzerlerine çekmişlerdir:
Derken, hak (ettikleri cezaya karşılık) olmak üzere, o korkunç çığlık onları yakalayıverdi. Böylece onları bir süprüntü kılıverdik. Zulmeden kavim için yıkım olsun. (Mü’minun Suresi, 41)
İşte Biz, onların her birini kendi günahıyla yakalayıverdik. Böylece onlardan kiminin üstüne taş fırtınası gönderdik, kimini şiddetli bir çığlık sarıverdi, kimini yerin dibine geçirdik, kimini de suda boğduk. Allah onlara zulmedici değildi, ancak onlar kendi nefislerine zulmediyorlardı. (Ankebut Suresi, 40)
SEBE HALKI ve ARİM SELİ
Şimdi size anlatacağım kavim Kuran’da Sebe Melikesi ve Hz. Süleyman Kıssası’nda detaylıca anlatılmakta olan Sebe halkıdır.Sebe Güney Arabistan’da M.Ö. 11. yy’ da kurulmuş olan büyük uygarlıklardan biridir. Kuzey Arabistan ticaret yollarının önemli bir kısmını elinde bulunduran Sebe Kavmi yoğun ticari faaliyetlerde bulunan bir devletti. Kalıntıları bugüne kadar ulaşmış olan Marib barajı da Sebe teknolojisinin ve medeniyetinin önemli göstergelerindendir. Baraj sayesinde çölün ortasında yemyeşil bir dünya kurulmuştu. Başkent Marib o dönemin en güzel ve en zenginleşmiş şehirlerinden biriydi. Marib, Atana Irmağının  çok yakınındaydı. Bundan yararlanan Sebeliler’de daha uygarlıkları kurma aşamasında iken buraya bir baraj inşa etmişler ve sulama yapmaya başlamışlardı, tarım çok gelişmiş ve böylece çok ileri bir refah seviyesine kavuşmuşlardı. Marib’teki bu barajın yüksekliği 16m, genişliği 60 m ve uzunluğu da 620 m idi.
Hesaplara göre baraj aracılığıyla başkentin iki yanındaki çok geniş alanlar sulanıyordu. Bu alanlar Sebe kitabelerine baktığımızda Marib ve iki ova diye adlandırılmıştır. İşte Kuran’da Sebe ülkesi ile ilgili kullanılan, sağdan ve soldan iki bahçeli ifadesi muhtemelen bu iki vadideki gösterişli bağ ve bahçelere ifade eder. Bu baraj ve sulama tesisleri sayesinde bölge Yemen’in en iyi sulanan ve en verimli kesimi olarak ün yapmıştı.
Arkeolojik bulgular ve tarihsel gerçekler Kuran’da bildirilenlerle büyük bir uyum içerisindedir. Kuran’da Sebe kavmiyle ilgili bir kıssa vardır ki burada şiddetli bir helak olayı karşımıza çıkar. Kendilerine gönderilen peygamberin uyarılarını dinlemeyen ve kendilerine gönderilen nimetlere nankörlük eden halk sonunda büyük bir felaketle cezalandırılmıştır.
“ Andolsun, Sebe halkının oturduğu yerlerde de bir ayet vardır. (evleri) sağdan ve soldan iki bahçeliydi. (onlara demiştik ki: ) ‘ Rabbinizin rızkından yiyin ve O’na şükredin. Güzel bir şehir ve bağışlayan bir Rabbiniz var’. Ancak onlar yüz çevirdiler, böylece biz de onlara Arim selini gönderdik. Ve onların iki bahçesini, buruk yemişli, acı ılgınlı ve içinde az bir şey de sedir ağacı olan iki bahçeye dönüştürdük.” (Sebe15-16)
Hayat şartlarının ve ortamın böylesine olumlu olduğu bir ülkede  Sebe Halkına düşen Allah’ın kendilerine verdikleri rızıklardan yemek ve O’na şükretmektir. Ama öyle yapmadılar. Ayetin ifadesiyle Allah’tan yüz çevirdiler. Ve içinde bulundukları refahtan şımararak kendilerine gelen elçiden yüz çevirdiler.
Korkunç  bir sel bütün ülkeyi yerle bir etti. Sebe halkının bağ ve bahçeleri bir anda sular altında kalmıştı. Kuran’da Sebe halkına gönderilen azaptan Seylül Arim yani Arim Seli olarak bahsedilmektedir.  Kuran’da geçen bu ifade aynı zamanda bu selin meydana geliş şeklini göstermektedir. Zira Arim kelimesinin anlamı baraj ya da settir.  Seylül Arim kelimesi de setin yıkılması sonucunda meydana gelen bir seli anlatmaktadır.
Sebe’nin refahının en önemli kaynağı sayılabilecek baraj nankörlük eden halkın yok olmasına sebep olmuştu. Arim Seliyle beraber gelen felaketten sonra bölgede çölleşme başlamış ve tarım alanlarının yok olmasıyla da Sebe halkının en önemli gelir kaynağı da ellerinden çıkmıştı.
Allah’ın kendilerini iman etmeye ve şükretmeye çağırmasına kulak asmayan Sebe Halkı böyle büyük bir felaketle cezalandırıldı. Sebe halkının yaşadığı ve artık tümüyle ıssız bir harabe haline gelmiş olan Marib şüphesiz Sebe Halkıyla aynı hatayı işleyen herkes için büyük bir ibrettir. Bir Kuran ayetinde şöyle buyrulmaktadır:
“Andolsun, onların kıssalarında temiz akıl sahipleri için ibretler vardır. (Bu Kur’an) düzüp uydurulacak bir söz değildir, ancak kendinden öncekilerin doğrulayıcısı, herşeyin ‘çeşitli biçimlerde açıklaması’ ve iman edecek bir topluluk için bir hidayet ve rahmettir.” (Yusuf Suresi, 111)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder