15 Nisan 2014 Salı

Obama, Afrika ve ekonomik tetikçi John Perkins’in itirafları


Obama, Afrika ve ekonomik tetikçi John Perkins’in itirafları
Afrikanın elması, Ortadoğu'nun petrolü batı dünyasının ağzını sulandırıyor.

Obama Amerikan başkanı seçildiğinde Afrikalılar “Tanrı Amerika’yı ve Obama’yı korusun” diye şarkılar söylüyorlardı. Afrikalılar Obama’nın kendilerine barış ve huzur getireceğini sanarken bakın Obama bir konuşmasında ne diyordu:
Ekonomik olarak daha parlak ticari fırsatlar peşindeyiz. Amacımız sadece dış yardım götürmek değil, Afrika’da kalkınma kapasitesini geliştirmekle ilgileniyoruz.”
Obama Afrika ve Asya’yı alt üst etmek için seçilmiş yeni başkandı. Obama’nın ilgilendiği Afrika’nın gelişmesi ve kalkınması değil, oradan kendi ülkesine sağlayacağı (elmas ve bunun gibi) kaynaklardı.  Gana ve birçok Afrika ülkesinde yapılacak iş daha önce pek çok kere tekrarlanmıştı: önce zengin kaynaklara sahip ülkelere ekonomik tetikçiler gönderilirdi, hedef ülkelere güya demokrasi getirilirdi!
Emekli olduktan sonra yaşadıklarını anlatan tetikçilerden John Perkins yaşanan olayları şöyle özetlemişti:
“Hedef ülkeye bir milyarlık bir kredi ayarlanır, mesela Ekvator. Bununla havaalanları, yollar, köprüler, limanlar yapılır. Halkın hiçbir ihtiyacını görmeyecek bir yığın inşaat dikilir. Gidip yönetimlere rüşvet veririz. Onları büyük miktar krediyi almaya ikna ederiz. Nasılsa bu paranın % 90’ı Amerika’ya geri gelecektir. Ülkeyi büyük bir borca sokarız. Bu borç durmadan büyür. Ekvatorun milli bütçesinin yarısını bulur. Sağlık ve eğitime kuruş kalmaz. Tarım ve topraklar yok olur. Ülkede küçük bir azınlık rüşvetlerle olağanüstü zenginleşir. Halk yokluk içinde debelenir.”
İşte demokrasi, insan hakları ve özgürlük batının dilinde askeri ve ekonomik işgaldir. Bu yapılırken binlerce yıllık bir yöntem denenir. Tepe noktasındakileri kendine bağla, hedef ülkeyi borçlandır, etnik ve dini olarak ayır. Ve zengin kaynakları iç et. Gerçek demokrasi yeşerdiği anda ez, meclisler asla halkın gerçek temsilcilerine açılmasın. Sandığa gidenler hep batı yanlılarını koltuğa taşısın. Silah, uyuşturucu ve petrol baronları emperyalist ağlarını işte böyle örüyorlar. Ve kurdukları ince planlar en ufak bir sekteye uğramasın diye istihbaratlarıyla, rüşvet dağıtıcılarıyla, dünya bankalarıyla, özel ordularıyla, tetikçileriyle ve kurdukları yüzlerce vakıfla birlikte çalışıyorlar. Seçim adı altında dünyanın her yanında terör uyguluyorlar. Özgür irade dedikleri kendi iradeleri, sıkıştıkları yerde de darbe ile hükümetleri deviriyorlar. Halk Afrika’da, Afganistan’da, Irak’ta özgürce seçimini yaptığını zannederken arka planda sandıklar çoktan açılıyor ve mutlaka batılı emperyalistlerin çok önceden seçip beğendiği, kendileri için çalışacak adamları yönetime geçiyor. Tüm dünyada hiç sekmeden aynı oyun oynanıyor, olmayan demokrasiye direnen halk Mısır’da olduğu gibi darbeyle yüz yüze gelip dünyaya “güçlü olanın kim olduğu” mesajı veriliyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder