20 Nisan 2014 Pazar

Bu ülke kadının eteğiyle, başörtüsüyle uğraşılmayan bir ülke olsun artık…


Bu ülke kadının eteğiyle, başörtüsüyle uğraşılmayan bir ülke olsun artık…
Dün Şafak Pavey’in mecliste yaptığı konuşma üzerine yine Türkiye ayağa kalktı. Ülke ısrarla başörtülü kadın ve başörtüsüz kadın ayrımcılığına doğru sanki bilinçli olarak sürükleniyor. Bu noktada Bülent Arınç  tarihe geçecek sözler söyleyerek başörtüsü ile ilgili ayrımcılığa şöyle son verdi:
“Kadınları kıyafetleri üzerinden sorgulamayacağız, kadınları başörtülü ve başörtüsüz olarak kategorize etmek ahlaksızlıktır”  Ayrıca Arınç konuşmasına “kadınlar başını moda olur kapatır, hasta olur kapatır veya açabilir de, bunu böyle görebiliriz” diyerek devam etti.
İşte devletin başörtüsü konusunda izlemesi gereken yol budur. Devlet yetkilileri sürekli topluma böyle olumlu mesajlar vermeli, bu konuda kışkırtıcılığın önünü kapatmalıdır. Başörtülü kadın da, başörtüsüz kadında tertemiz Müslümandır. Bu ülkede ister başörtülü olsun, ister başörtüsüz olsun her kadın aynı haklara, aynı özgürlüklere sahiptir. Bu hakları kimse ellerinden alamaz.
Ama herkesin bildiği gibi bugüne kadar durum böyle değildi. Bu ülkede başörtülü kadınlar da çok ezildi. Yıllarca başörtülü genç kızlarımız üniversitelere alınmadılar, eğitim hayatlarına inançları için son vermek zorunda kaldılar. Üniversitelerde başörtülü genç kızlarımız için ikna odalarının kurulduğunu herkes hatırlar. Genç kızlarımız herkesin gözü önünde başlarını açıp üniversite kapılarından girmek zorunda bırakıldılar. Sonuçta bu ülkede başörtülü kızlarımız gerçekten de çok eziyet çektiler. Meclise başörtüsü ile girmek isteyen Merve Kavakçı’ya yapılan saldırıları da kimse unutmadı. Sonuçta o da başörtülü bir kadındı, milletvekili olma hakkı vardı, fakat inançları uğruna bu hakkı elinden alındı.
Artık 2013’lerin Türkiye’sinde güzel gelişmeler yaşanıyor. Başörtülü kadınlar hem meclise girebiliyor, hem üniversitelere girebiliyor. Sonuçta onlar da tüm kadınların haklarına sahipler. Ama bu noktada ülkemizde yaşayan başı açık kadınlara da her türü özgürlük sağlanmalı. Meclise giren bir kadının pantalonla mı gireceği, etekle mi gireceği artık Türkiye’de konuşulmamalı. Bu Türkiye’nin modern yüzüne, Atatürk’çü yüzüne hiç yakışmıyor. Kadın meclise de girer, makyajını da yapar, son derece modern de giyinir, buna hiç kimse karışmayacağı gibi böyle kadınların mecliste olması çok güzel olur. Böylece Türkiye tüm dünyaya modern yüzünü göstermiş olur.
Bakın bugüne kadar Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne girememesinin en baş nedenlerinden biri bağnazların tavırlarıdır. Avrupa’daki kadınlar dekolte giyiniyor ama ülkemizdeki yobazlar dekolteye karşılar. Avrupa’daki kadınların başı açık, yobazlar buna da karşılar. Avrupa’da her yerde müzik, heykel, resim, kısaca sanat var. Ama bağnazlar bunların da hepsine karşılar. Şimdi  bütün bunların toplamına baktığımızda bağnazların güzel olan herşeye karşı olduklarını, öfke ve nefret dolu olduklarını görüyoruz. Şimdi Avrupalılar da doğal olarak böyle bir toplumdan çekiniyor.  Yobazlar kadının siyasete girmesine de karşılar, sokağa çıkmasına da karşılar, söz söylemesine de karşılar. Bunları yapanlara da düşmanlık besliyorlar. İşte bu yüzden de Türkiye Avrupa Birliği’ne alınmıyor.
Türkiye’nin bu imajını bir an önce yıkması gerekiyor. Devlet kadınların haklarına sonuna kadar sahip çıksın. AKP’nin yanında son derece modern, başı açık, eğitimli kadınlar yer alsın. Kadınlar her konuda söz sahibi olsun, başbakan da olsun. Milletvekillerinin en az yarısı kadın olsun. En iyi şirketlerin başında kadınlar olsun. Kadınlar bu ülkede (ister başörtülü, ister başörtüsüz olsun) her yerde saygı ve hürmet görsünler. Bu ülkede her kararı kadınlar kendileri versin. Erkeklerde buna saygı göstersin. Kadınlar nasıl erkeklere karışmıyorsa erkekler de kadınlara hiçbir konuda karışmasın. Türkiye kadına verdiği değer ile, kadın haklarını en üst noktada koruması ile tüm dünyaya örnek olsun. Bu arada ülkemizde başörtülü kadınlar ve başörtüsüz kadınlarda birbirlerine gösterdikleri sevgiyle ve hürmetle tüm dünyaya örnek olsunlar.
Bu konuda son bir söz söylemek gerekirse kimse bu ülkede gereksiz yere bir korku imparatorluğu oluşturmaya kalkmasın. Bu ülkede hiçbir zaman başörtüsüz kadınlara baskı yapılmayacak, hiçbir konuda onlara dayatma yapılmayacak. Bu ülke son derece modern ve Atatürk’çü çizgisini hiçbir zaman bozmayacak. Bizim dinimizde baskı yok, zorlama yok. Bağnazların dayattığının zaten bizim dinimizle ve Kuran’la alakası yok. Gerçek dindar sevgi merhamet ve hoşgörü sahibidir. Kuran ahlakıyla herkese en güzel tavrı gösteren, en güzel sözlerle konuşandır. Bu yüzden bu ülkede başı açık kadınların da gönlü çok rahat olsun. Türkiye çok daha iyiye doğru gidecek ve kimse buna engel olamayacak.
Söylediğim gibi artık bu ülke kadınların başörtüsünün, pantolonunun ya da eteğinin konuşulduğu bir ülke olmasın. Bu devlet erkanı ülkeyi her zaman medeni ülkelerin seviyesine taşısın. Başörtülüyü de başörtüsüzü de sevgiyle kucaklasın.
Unutmayın ki bir ülke kadına verdiği değer ile ön plandadır. Eğer bir ülkede kadın aşağılanıyorsa, kadın dövülüyorsa, kadın meclise giremiyorsa, kadın zorla kapatılıyorsa, o zaman o ülke tam anlamıyla geri kalmış demektir. Ülkelerde rejimler kadınlara yapılan haksız tavırlardan dolayı yıkılır. Türkiye böyle bir hataya hiçbir zaman düşmeyecek, kadına verdiği değer ile de dünyada ön planda olacaktır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder