Sorun Suriye'de sadece kimyasal silah kullanmak mı, tankla topla öldürmek mübah mı?
Suriyede yaşanan eziyet ancak Türk İslam Birliği'nin kurulmasıyla sona erecektir.
Bugün sizlerle Suriye’de yaşanan tarihi katliamların görüntülerini paylaşmak istiyorum. Tam üç yıldır Müslüman kardeşlerimiz gözlerimizin önünde şehit ediliyor. Bu masum insanlar, kadınlar ve çocuklar çok büyük bir zulüm altında yaşam mücadelesi veriyorlar. Ortada çok büyük bir trajedi yaşanırken dünya sadece “kimyasal silah kullanılmasın” konusu üzerinde duruyor. Peki kimyasal silah kullanılmasın da bomba mı kullanılsın, kimyasal silah kullanılmasın da tank ve tüfek mi kullanılsın? Kimyasal silah kullanılmadığında da orada günde yüzlerce Müslüman ölmüyor mu?
Bakın Suriye’de şu anda her iki saatte bir insan ölüyor. Bu üç yıl içinde çoğunluğu halk olmak üzere tam 100.000 Suriyeli öldürüldü. Bu öldürülenlerin en az 11.000’i çocuk. İşkence ve tecavüz vakaları ise sayılamayacak kadar çok…
Dünyaya önce İslamofobi altında çok yanlış bir İslam inancı bilinçli olarak yayıldı. İslam sanki terör diniymiş gibi lanse edildi. Bunun ardından da Müslümanların sürekli öldürülmesi çok doğal bir olaymış gibi gösterildi. Avrupa’da değil bir insan, tek bir köpek öldüğünde tüm dünya ayağa kalkarken Ortadoğu’da günde yüzlerce Müslüman’ın öldürülmesi son derece sakinlikle karşılanmaya başlandı. Sebep buradaki insanların insan yerine koyulmamasıydı…
Şimdi bu noktada yapılacak iki şey var. Birincisi islam’ın bir terör dini değil barış, sevgi, dostluk ve kardeşlik dini olduğunu tüm dünyaya sabırla anlatmaktır. Bağnazlığın ve yobazlığın Kuran’da anlatılan İslam ile asla bağdaşmadığını insanlara tebliğ etmektir. Ayrıca değil birçok insanı haksız yere öldürmek, Kuran’a göre tek bir insanı öldürmenin tüm dünyayı öldürmekle bir tutulduğu insanlara açıklanmalıdır:
…Kim bir nefsi, bir başka nefse ya da yeryüzündeki bir fesada karşılık olmaksızın (haksız yere) öldürürse, sanki bütün insanları öldürmüş gibi olur. Kim de onu (öldürülmesine engel olarak) diriltirse, bütün insanları diriltmiş gibi olur. Andolsun, elçilerimiz onlara apaçık belgelerle gelmişlerdir. Sonra bunun ardından onlardan birçoğu yeryüzünde ölçüyü taşıranlardır. (Maide Suresi, 32)
Atılacak ikinci ve çok önemli adım mutlaka büyük bir İslam Birliği’nin hemen kurulmasıdır. Tek bir İslam ülkesinin böylesine zulüm görmesini diğer İslam ülkeleri hiçbirşey yokmuşcasına seyretmemelidir. Türkiye bu konuda öncü olmalı tüm İslam ülkelerini tek bir bayrak altında toplamalıdır. Ancak İslam ülkeleri birleştiğinde yaşanan bu zulüm sona erecek, ne bir ülke haksız yere kendi halkına saldırabilecek, ne de dünyanın bir ucundan batılılar gelip ortada hiçbir neden yokken bir İslam ülkesini işgal edebileceklerdir. Her zaman söylüyorum, hiçbir şey yapmayıp zulmü seyreden de zulme ortak olmuş demektir. Samimi Müslümanlar birlik olarak zavallı kadınlar ve çocuklar adına mücadele etmeli, mutlaka büyük bir islam Birliği altında birleşmeliler.
Size ne oluyor ki, Allah yolunda ve: “Rabbimiz, bizi halkı zalim olan bu ülkeden çıkar, bize Katından bir veli (koruyucu sahib) gönder, bize Katından bir yardım eden yolla” diyen erkekler, kadınlar ve çocuklardan zayıf bırakılmışlar adına savaşmıyorsunuz? (Nisa Suresi, 75)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder